Geceleri ve gündüz erken saatlerde bir sis bastırıyor Pisek'e. Çok daha anlamlı bir şehre dönüşüyor bu şekilde sanki...
Pazar, Kasım 09, 2008
Gece gece Pisek
Geceleri ve gündüz erken saatlerde bir sis bastırıyor Pisek'e. Çok daha anlamlı bir şehre dönüşüyor bu şekilde sanki...
Çarşamba, Kasım 05, 2008
Apple nefretim
Apple'dan nefret ettiğimi söylemiş miydim?
Bugun, Mac Book'unu alalı ilk yılı dolmadan pili bozuk çıkan (fişe takılı olmadan çalışmayan) 2. insanla karşılaştım. Egecim biraz hırçınlaşıp 2 günde çözmüştü olayı ama Avrupa'da işler öyle yürümüyordur eminim.
Ayrıca bir program ekleyeyim kaldırayım derken, Apple'ın Bonjour ve Mobile Device Support isimli programlarıyla karşılaştım. Hiç kullanmadığım, kurulum sırasında isteyip istemediğim sorulmayan programlar. Uninstall ettim ama kötü anılarım canlandı hemen.
Yaklaşık 1 ay önce, gerizekalı Bonjour'u Uninstall etmeme rağmen, sürekli çalışan bir dll dosyasını silemediğim için, registry'ye girmiş, ismi geçen bütün her şeyleri silmiştim. Sonra da bir daha açılmamıştı bilgisayarım :D Ben de malım kabul ediyorum ama, niye arkadaşım! Niye ben istemediğim halde yüklüyorsun o programları? Almayacağım baska icakcuk, niye çalışıyorsun arkada? Niye gapless playback diye kastırıyorsun beni?
Ayrıca niye başka bilgisayarlarda çalışmayacak codec'ler üretip, bunları video editleme programlarının standardı yapıyorsun?
Hepsinin cevabını biliyorum tabii ki. Microsoft'tan da nefret ediyorum. Sadece rengine şekline kanan sevgili insancıkların da gerçekleri kabullenip, Mac'lerinden en az benim kadar nefret etmesini istiyorum :D
aaa ve o açılış sesi. nııııı ıyyygh
ve tabii ipod'umun kapanmadigini soylemis miydim? Yani, kapatmak icin basili tutuyorum o play tusuna ve kapanmasi gereken saniye geldiginde, en ustteki baslik bolumu degisiyor sadece. 7. denememde de kapaniyor.
Bu sayfayı da pek sevdim:
http://www.brokenmacbook.com/
Bugun, Mac Book'unu alalı ilk yılı dolmadan pili bozuk çıkan (fişe takılı olmadan çalışmayan) 2. insanla karşılaştım. Egecim biraz hırçınlaşıp 2 günde çözmüştü olayı ama Avrupa'da işler öyle yürümüyordur eminim.
Ayrıca bir program ekleyeyim kaldırayım derken, Apple'ın Bonjour ve Mobile Device Support isimli programlarıyla karşılaştım. Hiç kullanmadığım, kurulum sırasında isteyip istemediğim sorulmayan programlar. Uninstall ettim ama kötü anılarım canlandı hemen.
Yaklaşık 1 ay önce, gerizekalı Bonjour'u Uninstall etmeme rağmen, sürekli çalışan bir dll dosyasını silemediğim için, registry'ye girmiş, ismi geçen bütün her şeyleri silmiştim. Sonra da bir daha açılmamıştı bilgisayarım :D Ben de malım kabul ediyorum ama, niye arkadaşım! Niye ben istemediğim halde yüklüyorsun o programları? Almayacağım baska icakcuk, niye çalışıyorsun arkada? Niye gapless playback diye kastırıyorsun beni?
Ayrıca niye başka bilgisayarlarda çalışmayacak codec'ler üretip, bunları video editleme programlarının standardı yapıyorsun?
Hepsinin cevabını biliyorum tabii ki. Microsoft'tan da nefret ediyorum. Sadece rengine şekline kanan sevgili insancıkların da gerçekleri kabullenip, Mac'lerinden en az benim kadar nefret etmesini istiyorum :D
aaa ve o açılış sesi. nııııı ıyyygh
ve tabii ipod'umun kapanmadigini soylemis miydim? Yani, kapatmak icin basili tutuyorum o play tusuna ve kapanmasi gereken saniye geldiginde, en ustteki baslik bolumu degisiyor sadece. 7. denememde de kapaniyor.
Bu sayfayı da pek sevdim:
http://www.brokenmacbook.com/
Cumartesi, Kasım 01, 2008
Queen + Paul Rodgers October 31, 2008 O2 Arena Prague Set-List
Here's the setlist for the tonight's show at the O2 arena in Prague. They seem to change it a little with every concert.
Hammer To Fall
Tie Your Mother Down
Fat Bottomed Girls
Another One Bites The Dust
I Want It All
I Want To Break Free
C-Lebrity
Surf's Up... School's Out
Seagull (Bad Company) - acoustic Rodgers
Love Of My Life - acoustic May
39 - acoustic May and the band
Upright bass solo
Drum solo (This part is amazing!!!)
I'm In Love With My Car
It's A Kind Of Magic (with extended guitar solo)
Say It's Not True
Bad Company
We Believe
Guitar solo
Bijou (feat. Freddie's vocals)
Radio Ga Ga (With Metropolis film on the background)
Crazy Little Thing Called Love
Show Must Go On
Bohemian Rhapsody (feat. Freddie's vocals)
------
Cosmos Rockin'
All Right Now
We Will Rock You
We Are The Champions
God Save The Queen
---------------------------
Overall the show was great but Paul Rodgers had some bad moments. May and Taylor were amazing. More to coome about the show, in Turkish :)
Hammer To Fall
Tie Your Mother Down
Fat Bottomed Girls
Another One Bites The Dust
I Want It All
I Want To Break Free
C-Lebrity
Surf's Up... School's Out
Seagull (Bad Company) - acoustic Rodgers
Love Of My Life - acoustic May
39 - acoustic May and the band
Upright bass solo
Drum solo (This part is amazing!!!)
I'm In Love With My Car
It's A Kind Of Magic (with extended guitar solo)
Say It's Not True
Bad Company
We Believe
Guitar solo
Bijou (feat. Freddie's vocals)
Radio Ga Ga (With Metropolis film on the background)
Crazy Little Thing Called Love
Show Must Go On
Bohemian Rhapsody (feat. Freddie's vocals)
------
Cosmos Rockin'
All Right Now
We Will Rock You
We Are The Champions
God Save The Queen
---------------------------
Overall the show was great but Paul Rodgers had some bad moments. May and Taylor were amazing. More to coome about the show, in Turkish :)
Pazartesi, Ekim 27, 2008
21.yy'da Turkiyem
Gelismis ulkeler seviyesine yukselmeyi kendine hedef koymus Turkiye, asagidaki ulkelerle benzer internet yasagi politikasi izliyor. (ntvmsnbc.com'dan alinti)
Video kaldırılana kadar yasak koyan ülkeler:
Brezilya
Fas
Tayland
Pakistan
Otomatik engelleme uygulaması koyan ülkeler:
Çin
İran
Ermenistan
Tunus
Endenozya
Suriye
Suudi Arabistan

Video kaldırılana kadar yasak koyan ülkeler:
Brezilya
Fas
Tayland
Pakistan
Otomatik engelleme uygulaması koyan ülkeler:
Çin
İran
Ermenistan
Tunus
Endenozya
Suriye
Suudi Arabistan

Çarşamba, Ekim 22, 2008
Morrissey dinleme durumu
Morrissey ya da Smiths dinleyince icimi sahane bir huzunle karisik, garip bir huzur kapliyor. Please let me get what I want this time dedigi zaman aklima direk Manchester dvd'sindeki bir sahne geliyor mesela. Tam cumleyi ya da durumu hatirlamiyorum ama, insanlarin sevgisi karsisinda mahcup oluyor resmen, layik degilim ben buna dercesine bakiyor ve beni neden bu kadar cok seviyorsunuz anlamiyorum ama tesekkur ederim gibicesine bir sey soyluyor...
Muzisyen dedigin boyle olmali degil mi? Tamamen parcalanmis, benden farkli olmali :D Hazretleriyle gec tanismama da uzulmuyor degilim o ayri, Nejat abimin sozunu dinlemem gerekirmis zamaninda :)
Muzisyen dedigin boyle olmali degil mi? Tamamen parcalanmis, benden farkli olmali :D Hazretleriyle gec tanismama da uzulmuyor degilim o ayri, Nejat abimin sozunu dinlemem gerekirmis zamaninda :)
Salı, Ekim 21, 2008
Ders calisirken Radyo ODTÜ :)
Ders calisirken radyomu dinliyorum buralardan. Tam bir Smiths albumu satin almistim itunes'dan (!) onu dinleyecektim ki, kapatamaz oldum yine radyoyu. Masallah tu tu tu :)
Ne guzel sey ogrenci olmak...
Hakancim sagolsun biraz da kaliteli dinledigim icin... kih kih
Ne guzel sey ogrenci olmak...
Hakancim sagolsun biraz da kaliteli dinledigim icin... kih kih
Pazartesi, Ekim 20, 2008
Steinway-Haus!
Perşembe, Ekim 16, 2008
AC/DC Avrupa Turnesi - 2
Tabii ki unuttum biletleri, ve yarim gun kadar geciktim kontrol etmekte. Prague O2 Arena'daki biletler de hemen tukendi... :/
Sansimizi bir de Budapeste'de deneyelim bakalim. Sayfasi acilmiyor ama...
Sansimizi bir de Budapeste'de deneyelim bakalim. Sayfasi acilmiyor ama...
Cekce anlamaya basliyorum :)
Bugun Tesco yerine kucuk bir markete gittik, bir bakkala daha dogrusu. Kola almistik, fiyati yazmiyordu tabii uzerinde. Kadin bize bakti ve kolanin fiyatini soyledi ve 35para oldugunu anladim!!!
haha
yeebaaaaa!!!
Emin olmak icin tekrar sordum tabi ama olsun :) Jak se mates? disinda anladigim ikinci sey oluyor bu :D
haha
yeebaaaaa!!!
Emin olmak icin tekrar sordum tabi ama olsun :) Jak se mates? disinda anladigim ikinci sey oluyor bu :D
Çarşamba, Ekim 15, 2008
Turkish Delight!! :)
Bir suredir cantamda bekletiyordum lokumlari, dogru zamanin gelmesi ve dogru insanlara ulasmasi icin. Bugun dedim ki bir acip tadina bakayim, bozulmus muu, insanlara taahhut ettigim kadar guzel mii...
ve..
1777'den beri bu isi yaptigini soyleyen Haci Bekir, harbiden inanilmazmis... Buyuk bir lokum fanatigi degilimdir ama, 1 taneyle asla birakilmayan bir meret malum. Butun kutuyu yemeden hizlica cantama geri koydum.
Bu arada, kutudaki butun "orient'in favori yiyecegi" tiplemeli sozlerden ve lokum kapagindaki boyamadan konum geregi rahatsiz olmadim degil. Oldum. Ama, guzel yapmis adamlar, goz yumdum :)
ve..
1777'den beri bu isi yaptigini soyleyen Haci Bekir, harbiden inanilmazmis... Buyuk bir lokum fanatigi degilimdir ama, 1 taneyle asla birakilmayan bir meret malum. Butun kutuyu yemeden hizlica cantama geri koydum.
Bu arada, kutudaki butun "orient'in favori yiyecegi" tiplemeli sozlerden ve lokum kapagindaki boyamadan konum geregi rahatsiz olmadim degil. Oldum. Ama, guzel yapmis adamlar, goz yumdum :)
Salı, Ekim 14, 2008
Pisek Ogrenci Filmleri Festivali 2008
Vefizoo blogunun bir Pisek portalina donusmesinden korkmuyor degilim, ancak festival festival dedim devamli ve bu trailer'i gorunce youtube'da cok sevindim.
Yok youtube'umuz diyorsaniz, www.vtunnel.com sayfasina girip, su linki oraya kopyalayip actirtabilirsiniz:
http://www.youtube.com/watch?v=UOswW_Dg4Ws
Yok youtube'umuz diyorsaniz, www.vtunnel.com sayfasina girip, su linki oraya kopyalayip actirtabilirsiniz:
http://www.youtube.com/watch?v=UOswW_Dg4Ws
AC/DC Avrupa Turnesi
Her ne kadar bu adamcagizlar, olmeden onceki son albumlerini yapmislar hissine kapilsam, ve muhtemelen yazin Istanbul'da olacaklarini kanimda bilsem de, sanirim Prag konserleri icin bilet almaya calisacagim.
Satisa cikan butun Avrupa konserlerinin biletleri tukenmis durumda. Prag biletleriyse 2 gun sonra satisa cikiyor. Mmmm heyecanli yaris baslasin...
Satisa cikan butun Avrupa konserlerinin biletleri tukenmis durumda. Prag biletleriyse 2 gun sonra satisa cikiyor. Mmmm heyecanli yaris baslasin...
Pazartesi, Ekim 13, 2008
Market macerasi...
Hafta sonunun darbesinden sonra okul da toparlanamamis olacak ki, bugunumuz de bos. Aksama bir Cekce dersimiz var sadece, efsane olanindan.
Biz de tam evden ciktiktan sonra ogrendik durumu, dedik madem, bir Tesco turu yapalim. Markette bir de ne bulayim!! Yogurt!! Emin olamadim once, kenarda ustu acilmis bir tane duruyordu, bir kokladim baya yogurt gibi :) Bu arada, kucucuk bir paket bizdeki gibi kovayla satilmiyor yani ve sanirim pek pahali. Ayrica bakindim bakindim, en ucuzundan da bir zeytin paketi aldim. 20 tane filan var galiba icinde :))
Annemin gozleri dolsun, portakal ve armut da aldim kendime, aksamlari soyup yiyeyim bari, insan ozluyormus bir sure sonra :D
Bu arada enteresan bir sey farkettim. Marketin park yerinde cok fazla engellilere ayrilmis bolum var. Bizim CEPA'da mesela, koca yerde sadece 2 tane var galiba. Bunlarinsa, her sirasinda 5 tane var. Bu bizim hayvanligimizdan midir, yoksa Ceklerin acili gecmisinin yakin zamanda olmasindan dolayi cok fazla savas gazisi sahibi olduklarindan midir bilmiyorum.
ve ayrica, bir donem daha kalacak olursam burada, kesin eve bir kopek aliyoruz ya da cocuk evlat edinecegiz :D
Biz de tam evden ciktiktan sonra ogrendik durumu, dedik madem, bir Tesco turu yapalim. Markette bir de ne bulayim!! Yogurt!! Emin olamadim once, kenarda ustu acilmis bir tane duruyordu, bir kokladim baya yogurt gibi :) Bu arada, kucucuk bir paket bizdeki gibi kovayla satilmiyor yani ve sanirim pek pahali. Ayrica bakindim bakindim, en ucuzundan da bir zeytin paketi aldim. 20 tane filan var galiba icinde :))
Annemin gozleri dolsun, portakal ve armut da aldim kendime, aksamlari soyup yiyeyim bari, insan ozluyormus bir sure sonra :D
Bu arada enteresan bir sey farkettim. Marketin park yerinde cok fazla engellilere ayrilmis bolum var. Bizim CEPA'da mesela, koca yerde sadece 2 tane var galiba. Bunlarinsa, her sirasinda 5 tane var. Bu bizim hayvanligimizdan midir, yoksa Ceklerin acili gecmisinin yakin zamanda olmasindan dolayi cok fazla savas gazisi sahibi olduklarindan midir bilmiyorum.
ve ayrica, bir donem daha kalacak olursam burada, kesin eve bir kopek aliyoruz ya da cocuk evlat edinecegiz :D
Pisek'te alkolsuz ilk gunum...
Evet, o gun bugunmus. 3 haftanin sonunda ulastim bu onura :)
Cok ictigimden degil bu arada, sudan daha ucuz oldugu icin, hic olmadi yemekle birlikte bira iciliyor mecburen.
Cok ictigimden degil bu arada, sudan daha ucuz oldugu icin, hic olmadi yemekle birlikte bira iciliyor mecburen.
Cuma, Ekim 10, 2008
Pisek'teki ekip...
Burada cok bahsetmedim gerci ama, guzel bir grup olduk Pisek'te. Ozellikle dordumuz ortaklasa iyi bir seyler yapabilirmisiz gibi geliyor sanki bakalim. Epey sansliyim denebilir, cunku gecen sene sadece 3 kisilermis ve anlattiklarina gore de epey zorlu gunler gecirmisler, cekimler vs. derken.
Aaa, bu arada bugun Hint restoranina gittik veee yogurt yedim!!! :D Hint pilavli tavuk parcalari yedim ben, yanina sos diye getirdikleri seylerden biri bariz yogurttu. Belki vardir diye bir sordum ki varmis. 2 kasik yogurda 20para verdim o ayri, ama degdi :) Su ana kadar, yiyecek olarak ulkemden ozledigim ilk sey yogurt oldu bu arada. Sonra tabii hemen cacik geldi aklima :/ muu
Birkac fotograf ekleyeyim, birazdan eski koprunun oralarda havai fisek gosterisi var, ona katilicaz :)
Once Eirik'in foto hikayesinden ben. Bir uyusturucu bagimlisi rolunde duvarlara surunurken...
Ayni seanstan, Coleman'la rock grubu kurmaya calisirken :)
Okula merhaba toreni oncesinde. Solumda Coleman, sagimda Riccardo.
Pisek meydaninda, George, Eirik, Coleman, Riccardo.
ve malum bilet!! vuuuu :D
Aaa, bu arada bugun Hint restoranina gittik veee yogurt yedim!!! :D Hint pilavli tavuk parcalari yedim ben, yanina sos diye getirdikleri seylerden biri bariz yogurttu. Belki vardir diye bir sordum ki varmis. 2 kasik yogurda 20para verdim o ayri, ama degdi :) Su ana kadar, yiyecek olarak ulkemden ozledigim ilk sey yogurt oldu bu arada. Sonra tabii hemen cacik geldi aklima :/ muu
Birkac fotograf ekleyeyim, birazdan eski koprunun oralarda havai fisek gosterisi var, ona katilicaz :)
Once Eirik'in foto hikayesinden ben. Bir uyusturucu bagimlisi rolunde duvarlara surunurken...
Karanliktaki Adam...
Bu aralar, elimdeki tek Turkce şey, daha dogrusu okumak istedigim tek Turkce sey, Karanliktaki Adam.
Cok kalbim buruluyor okudukca, boooyle bogazim dugumleniyor.
Bir de ustune Yavuz Cetin dinleyince iyice derinlesiyor bu hislerim ve o kadar seviyorum ki yazdiklarini... Sonra da yazdiklariyla ilintili sinema klasiklerini...
Bitirmek istemiyorum, bitirmemek icin azar azar okuyorum desem, tembelligime vermeyiniz tamam mi :D
Cok kalbim buruluyor okudukca, boooyle bogazim dugumleniyor.
Bir de ustune Yavuz Cetin dinleyince iyice derinlesiyor bu hislerim ve o kadar seviyorum ki yazdiklarini... Sonra da yazdiklariyla ilintili sinema klasiklerini...
Bitirmek istemiyorum, bitirmemek icin azar azar okuyorum desem, tembelligime vermeyiniz tamam mi :D

Salı, Ekim 07, 2008
Ingrid Michaelson - Be OK

Radyoda ilk dinledigimizde pek sevmemistim, hatta Piko bir kere daha dinleyelim demeseydi muhtemelen almazdim da sarkiyi, ama simdi...
Yakin zaman hic duymamis olmama ragmen, Pisek'te, sabahin 8'inde kalkiyorum ve agzimda "I just wanan feel today, feel today, I just wanna feel something today" diye dolasiyorum. Ha sozlerini yanlis soyluyor da olabilirim :)
Tavsiye ederim efendim, guzel gunler hepimiz icin :D kih kih kih kih
haha bu fotografi koyunca da, ben ona o bana bakiyormus gibi oldu ne sevimli :D
Cumartesi, Ekim 04, 2008
John Lydon ve paranın insana yaptırabilecekleri...
Kih kih kih
Punk'in yaraticilarindan Sex Pistols'in John Lydon'i, ingiliz bir yag markasinin reklaminda oynamis. Zavalli adacagiz, parasi kalmamis heralde hic.
Bize ozgu soylem, 18'inde devrimci 40'inda kapitalist durumu, dunya icin de gecerli tabii ki. Lydon'cik maymun olmus resmen. "Muzik"sel bir gecmisi zaten yok sayilir, simdi hatiri da kalmadi...
Punk'in yaraticilarindan Sex Pistols'in John Lydon'i, ingiliz bir yag markasinin reklaminda oynamis. Zavalli adacagiz, parasi kalmamis heralde hic.
Bize ozgu soylem, 18'inde devrimci 40'inda kapitalist durumu, dunya icin de gecerli tabii ki. Lydon'cik maymun olmus resmen. "Muzik"sel bir gecmisi zaten yok sayilir, simdi hatiri da kalmadi...
Perşembe, Ekim 02, 2008
Pisek'te Mozart Cafe!
:))
Pisek'te Mozart Cafe diye bir yer gormustuk, bugun biraz icimiz isinsin diye oraya oturalim dedik. Icerde Mozart'a ait, onu hatirlatan sadece bir Mozart kafasi resmi vardı ve euro dance tadında iğrenç bir dımtıs müzik çalıyordu :D
Burada Turk kahvesi diye bir moda var bu arada. Koyu kahveye direk Turk kahvesi diyorlar. Norvecli ve Amerikali arkadaslar Turk kahvesi istedi. Kahveler buyuk kupada gelince amaniiin dedimki meger uyduruk filtre kahveymis :) Ben size yapayim da gorun dedim amaaa, nerden kahve bulucam da yapicam...
Pisek'te Mozart Cafe diye bir yer gormustuk, bugun biraz icimiz isinsin diye oraya oturalim dedik. Icerde Mozart'a ait, onu hatirlatan sadece bir Mozart kafasi resmi vardı ve euro dance tadında iğrenç bir dımtıs müzik çalıyordu :D
Burada Turk kahvesi diye bir moda var bu arada. Koyu kahveye direk Turk kahvesi diyorlar. Norvecli ve Amerikali arkadaslar Turk kahvesi istedi. Kahveler buyuk kupada gelince amaniiin dedimki meger uyduruk filtre kahveymis :) Ben size yapayim da gorun dedim amaaa, nerden kahve bulucam da yapicam...
Ilk cekim gunu...
Bugun okuldaki 2. gunumuz ve ilk "atolye" gunumuzdu. Ilk odevimiz oldukca basit bir deneydi. Anadolu Universitesi'nde ilerde size hazirlatacagiz dedikleri seyi daha ilk gunden istediler. Yani bir foto-storyboard.
Pisek'te bir yerlerde, 2 kisinin karsilasmasi temali bir konuydu. Maksat tabii ki, cekim acilari denemek, birbirimizle calismaya alismak vs. idi ama olayin icine biraz espriler, konular da kattik.
Eglenceli bir olaydi. Yerlerde surunup, nehirlere dusuyor gibi yapip, sokaklarda kostuk :)
Icimizde sadece 1 kisinin DSLR'si var. Bir Nikon D-40. Onu kullanmak istemedm nedense, Minolta'ma cok alistigim icin. Ancak bende de siyah-beyaz vardi ve sonradan ogrendimki Pisek'te siyah-beyaz basamiyorlarmis. Film Prag'a gidiyormus. Ve toplamda cikmasi 5 gun filan alacakmis. Bakalim gorecegiz, ne kadar odeyecegimi de tam anlamadim ama burada fotograf gercekten cok pahali. Hele bir de diger yiyecek icecek vs. gibi seylerle karsilastirilinca...
Bu arada Prag da boylesine bir sehir iste...
Pisek'te bir yerlerde, 2 kisinin karsilasmasi temali bir konuydu. Maksat tabii ki, cekim acilari denemek, birbirimizle calismaya alismak vs. idi ama olayin icine biraz espriler, konular da kattik.
Eglenceli bir olaydi. Yerlerde surunup, nehirlere dusuyor gibi yapip, sokaklarda kostuk :)
Icimizde sadece 1 kisinin DSLR'si var. Bir Nikon D-40. Onu kullanmak istemedm nedense, Minolta'ma cok alistigim icin. Ancak bende de siyah-beyaz vardi ve sonradan ogrendimki Pisek'te siyah-beyaz basamiyorlarmis. Film Prag'a gidiyormus. Ve toplamda cikmasi 5 gun filan alacakmis. Bakalim gorecegiz, ne kadar odeyecegimi de tam anlamadim ama burada fotograf gercekten cok pahali. Hele bir de diger yiyecek icecek vs. gibi seylerle karsilastirilinca...
Bu arada Prag da boylesine bir sehir iste...

House cilginligi!!
Uzun suredir House izliyorum ancak hic ciddi bir arastirmaya girmem gerekmemisti ve internette House yazilari pesinde kosmamistim.
Bu bolumden sonra da kosmadim. Sadece, House ve dedektifin gitar ve piyanoyla takilmalari cok hosuma gitti ve gecen bolumdeki guzel sarki aklima geldi. Neydi yahu o derken, yolum asagidaki sayfaya dustu. Ozellikle dizinin medikal tarafiyla ilgilenenler icin. Adamin soyledikleri dogru mu, dogru olsa da dizinin kalitesini (sizin gozunuzde) degistirir mi bilmiyorum, ancak guzel noktalara deginiyor dogrusu :)
Ha o ilac olmaz, o nasil kacar vs. beni cok da ilgilendirmiyor ayri konu.
Buyrun o zaman: Polite Dissent
Bu bolumden sonra da kosmadim. Sadece, House ve dedektifin gitar ve piyanoyla takilmalari cok hosuma gitti ve gecen bolumdeki guzel sarki aklima geldi. Neydi yahu o derken, yolum asagidaki sayfaya dustu. Ozellikle dizinin medikal tarafiyla ilgilenenler icin. Adamin soyledikleri dogru mu, dogru olsa da dizinin kalitesini (sizin gozunuzde) degistirir mi bilmiyorum, ancak guzel noktalara deginiyor dogrusu :)
Ha o ilac olmaz, o nasil kacar vs. beni cok da ilgilendirmiyor ayri konu.
Buyrun o zaman: Polite Dissent
Salı, Eylül 30, 2008
Pisek neye benzer...
Sonunda fotograflarimi bastirabildim. Siradan, rastgele ve ozensiz Pisek anlari diyelim bunlara. Daha fazlasi icin tiklayin. Facebook'a uye olmadan da bakabilirsiniz...







Pisek, ambulanslarin sehri...
Pisek 28000 kisilik kucuk bir yer. Daha once soylemisimdir heralde 162 tane bara (daha cok pub gibi) sahip. Onun disinda kocaman bir kilisesi, canlari vs. her sey kucuk bir Avrupa kentinde olmasi gerektigi gibi (sanirim :D). Ancak, buranin en onemli ozelliklerinden biri ambulanslari.
Sadece 1 kucuk hastanesi var. Hastane denmez de iste, klinik gibi. Icini gormedim tabii, insallah da gormem ama bu kucuk hastanecige ragmen o kadar cok ambulans gelip geciyorki sokaktan inanilmaz. Ve bu sessiz sehirde, o ambulanslarin cigliklari gercekten huzur kacirici oluyor...
Sessizligi aciklamak icin kucuk bir ornek vereyim. Buraya ilk geldigimde, arkamdan surukledigim cantanin cikardigi gurultuden insanlar huzursuz oldu resmen ve ben de yavas yavas yurumek zorunda kaldim.
Neyse, oyle yani. Buranin Avrupa'nin trafik kazasindan en cok insan olen yerlerinden biri oldugunu da hatirlatalim. Turkiye'yi bilmiyorum ama Cek Cumhuriyeti'nde gunde ortalama 4 kisi oluyormus trafik kazalarindan. Aaa bir de dunyanin en cok bira tuketen ulkesi de yine burasi. Iste butun bunlari birlestirin, ortaya ambulanslar cikiyor...
Sadece 1 kucuk hastanesi var. Hastane denmez de iste, klinik gibi. Icini gormedim tabii, insallah da gormem ama bu kucuk hastanecige ragmen o kadar cok ambulans gelip geciyorki sokaktan inanilmaz. Ve bu sessiz sehirde, o ambulanslarin cigliklari gercekten huzur kacirici oluyor...
Sessizligi aciklamak icin kucuk bir ornek vereyim. Buraya ilk geldigimde, arkamdan surukledigim cantanin cikardigi gurultuden insanlar huzursuz oldu resmen ve ben de yavas yavas yurumek zorunda kaldim.
Neyse, oyle yani. Buranin Avrupa'nin trafik kazasindan en cok insan olen yerlerinden biri oldugunu da hatirlatalim. Turkiye'yi bilmiyorum ama Cek Cumhuriyeti'nde gunde ortalama 4 kisi oluyormus trafik kazalarindan. Aaa bir de dunyanin en cok bira tuketen ulkesi de yine burasi. Iste butun bunlari birlestirin, ortaya ambulanslar cikiyor...
Pazartesi, Eylül 29, 2008
Grey's Anatomy sezon 5
Yeni izleyebildim ilk bolumu ve meeh dedim. 2 saate hic gerek yokmus degil mi? O Sarabeth karakterleri muhtemelen Amerika'nin kanayan yarasi. Hicbir seyi olmayan, cok zengin yasayan, zavalli kadin hali. Ama, o kadar sikiciydi ki, dizinin o bolumlerinde e-mail'lerimi kontrol ettim.
Gulumsedim zaman zaman ama yavas yavas Grey's Anatomy'nin vaktinin dolduguna inanmaya basladim.
Belki de bu son sezon olmali? Belki de gecen sezon bitmeliydi?
Umarim toparlarlar, yoksa duzenli izlemekten keyif aldigim seylerden biri daha gitmis olacak...
Gulumsedim zaman zaman ama yavas yavas Grey's Anatomy'nin vaktinin dolduguna inanmaya basladim.
Belki de bu son sezon olmali? Belki de gecen sezon bitmeliydi?
Umarim toparlarlar, yoksa duzenli izlemekten keyif aldigim seylerden biri daha gitmis olacak...
Prag'da 1 gün...
Prag 1 gunde gezilmez bitirilmez tabii ki, ama adimi atalim dedik. En bilindik yerlere soyle bir gezintiye ciktik, Lonely Planet rehberimin dedigi gibi kaybolduk ve o sirada pek beklenmedik seyler kesfettik.
Sadece 2 fotograf buraya, cok daha guzel fotograflari vardir ama, eski sehir merkezi'nin 2 gorkemli yapisinin cok sekilli fotograflarini cekmis Coleman. Ben de cektim ama bakalim nasil cikacaklar, gorecegiz.
Bu arada, sahanedir ki, bir yerleri ararken, Mozart'in Don Giovanni'sinin 1787'de ilk gosterimini yaptigi yere denk geldik. Kimsenin umrunda degildi burasi, yalniz basina bir heykelcik duruyordu sadece.
Sonra, herkes kaleden asagi inerken biz yukari yuruduk ve sehrin tamamini en guzel goren yerlerden birine denk geldik. Muhtemelen, Prag koprulerini gosteren kartpostallarin cekildigi yere cok yakindik...
Yani soylendigi gibi, Prag'da gezerken haritalara bakmamak ve sehrin size atacagi suprizlere acik olmak gerekiyormus :) Neyse efenim, derslerim basliyor haftaya, esas durumu o zaman gorecegiz...

Sadece 2 fotograf buraya, cok daha guzel fotograflari vardir ama, eski sehir merkezi'nin 2 gorkemli yapisinin cok sekilli fotograflarini cekmis Coleman. Ben de cektim ama bakalim nasil cikacaklar, gorecegiz.
Bu arada, sahanedir ki, bir yerleri ararken, Mozart'in Don Giovanni'sinin 1787'de ilk gosterimini yaptigi yere denk geldik. Kimsenin umrunda degildi burasi, yalniz basina bir heykelcik duruyordu sadece.
Sonra, herkes kaleden asagi inerken biz yukari yuruduk ve sehrin tamamini en guzel goren yerlerden birine denk geldik. Muhtemelen, Prag koprulerini gosteren kartpostallarin cekildigi yere cok yakindik...
Yani soylendigi gibi, Prag'da gezerken haritalara bakmamak ve sehrin size atacagi suprizlere acik olmak gerekiyormus :) Neyse efenim, derslerim basliyor haftaya, esas durumu o zaman gorecegiz...


Pazar, Eylül 28, 2008
Pisek'te sosis...
Cek Cumhuriyeti Pisek'ten merhaba...

Odam boyle bir sey. Her sey cok guzel. Heryer yemyesil. Sair olunacak bir yer burasi. Prag'i gordukten sonra her sey yalan kaliyor tabii ama, parklari, nehiri, sakinligi vs. sahane.
Tek problem marketleri. Gecen gun markete gittim. Favori yemegim sosis yapmak istemistim ama, duzgun sosis bulamadim. Hepsi garip garip renkli, uyduruk gorunusluydu. Sonunda bizim sosislere en cok benzeyen ve miktari en az olani aldim. Bugun pisirmeyi denedim ve rezalet cikti. Galiba sucuk gibi bir seydi, hepsi cope...
Nerde Maret'in sosisleri, Polonez'in salamlari... peeh
Odam boyle bir sey. Her sey cok guzel. Heryer yemyesil. Sair olunacak bir yer burasi. Prag'i gordukten sonra her sey yalan kaliyor tabii ama, parklari, nehiri, sakinligi vs. sahane.
Tek problem marketleri. Gecen gun markete gittim. Favori yemegim sosis yapmak istemistim ama, duzgun sosis bulamadim. Hepsi garip garip renkli, uyduruk gorunusluydu. Sonunda bizim sosislere en cok benzeyen ve miktari en az olani aldim. Bugun pisirmeyi denedim ve rezalet cikti. Galiba sucuk gibi bir seydi, hepsi cope...
Nerde Maret'in sosisleri, Polonez'in salamlari... peeh
Pazartesi, Eylül 15, 2008
"Coral" belgeseli...
Scrubs sağolsun, kıymetini sonradan anladığım grup Coral, yeni bir toplama albüm yayınlıyor. Ancak daha önemlisi müzik dünyasının pazarlama yöntemlerine bir yenisini ekliyor grup. Herkes sayfasından şarkılarını albümlerini verirken, Coral da, grubun belgeselini izletiyor web sayfasından sevenlerine. Merak edenler için, grubun sayfası.
Pazar, Eylül 14, 2008
Zeitgeist: The Movie

Bu filmin olayı budur, izlenir ve başkasına izletilir, bu yüzden,
http://zeitgeistmovie.com
Sayfadan direk google video olarak izleyebileceginiz gibi, http://zeitgeistmovie.com/dloads.htm adresinden verilen linkten torrent'ten indirebilir sonra altyazılarını divxplanet.com'dan alabilirsiniz.
İnternette orda burda birçok tartışma yaratmış filmin 2.si de 3 Ekim'den itibaren ana sayfada izlenebilecekmiş.
İnsan, ulan bu adamın kesin başka bir planı vardır demeden edemiyor, e 2. filmin de neler yapabileceğimizi anlatacağı söylendiğine göre bu ön yargıyı destekliyor.
Ama bir yandan da, koyunuz e tamam ama ne yapalım sorusuna da cevap verebilir mi diye ayrı bir merak yaratıyor...
Bir bölümü bilindik, bir bölümü sıradan düşünen insanın (ben-sen) zaten söylediği ya da hissettiği bilgileri barındırsa da, izlemekle düşünmeye başlanabilecek güzel bir adım bence. Filmin yapımcısı, filmin sayfasında da söylüyor aslında. "Filmde gördüklerinizi gerçek olarak almayın, düşünüp gerçek olduğunu kendiniz farkedin".
Ayrıca, yine download sayfasında, dinlerle ilgili açıklamaların daha ayrıntılandırılmış halini, pdf olarak bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Bu arada, çok rastlamadım ancak bu filmin bir de Amerikalıların "zeitgeistmania" diye adlandıracağı bir fenomeni ateşlemesini beklerdim. İzleyenin, manyak gibi araştırmaya başlayacağı filan... Ama bilmem kim uğraşır, kim merak eder...
Bu arada üzel bir pazar günü başlangıcı olmadığı kesin...
Salı, Eylül 02, 2008
Neler olmuş şu pop dünyasında...
:) Radyo arşivini geliştirmek için, 70'ler içinde dolaşırken süper enteresan hikayelerle karşılaşıyorum. Mesela Sister Sledge'in He's The Greatest Dancer şarkısı ve içinde bulunduğu We Are Family albümü...
Yıl 1979. Sister Sledge grubu, 1974'teki patlattıkları büyük hit'ten sonra varlık gösterememiş ve artık 1979'a da bir hit vuramazlarsa müziği bırakıp, özel hayatlarına dönmeye karar vermiş.
Aynı yıl. Meşhuur "Le Freak"i yazan Chic grubunun liderleri Nile Rodgers ve Bernard Edwards o kadar büyük hitlere imza atmışlar ki, Atlantic Records onlara gidip "anlaşmalı olduğumuz istediğiniz grubu seçin ve albümünün prodüktörü siz olun" demiş. Bu ikili, kataloğa bakıp, Rolling Stones'u, Yes'i geçip Sister Sledge'i seçmiş. Böylece müzisyenlerin yıldız oluşu albümün başarısını etkilemeyecek ve eğer Sister Sledge'i tekrar patlatabilirlerse bu sadece ve sadece Rodgers/Edwards ikilisinin başarısı olacakmış. Ve olmuş da.
Ego çarpışmalarının sonucu, He's The Greatest Dancer ve We Are Family'yi içeren bir albüm, ki grubun tarihinin en büyük başarısı, milyonlar satan bir canavar...
Hey gidi pop dünyası...
Yıl 1979. Sister Sledge grubu, 1974'teki patlattıkları büyük hit'ten sonra varlık gösterememiş ve artık 1979'a da bir hit vuramazlarsa müziği bırakıp, özel hayatlarına dönmeye karar vermiş.
Aynı yıl. Meşhuur "Le Freak"i yazan Chic grubunun liderleri Nile Rodgers ve Bernard Edwards o kadar büyük hitlere imza atmışlar ki, Atlantic Records onlara gidip "anlaşmalı olduğumuz istediğiniz grubu seçin ve albümünün prodüktörü siz olun" demiş. Bu ikili, kataloğa bakıp, Rolling Stones'u, Yes'i geçip Sister Sledge'i seçmiş. Böylece müzisyenlerin yıldız oluşu albümün başarısını etkilemeyecek ve eğer Sister Sledge'i tekrar patlatabilirlerse bu sadece ve sadece Rodgers/Edwards ikilisinin başarısı olacakmış. Ve olmuş da.
Ego çarpışmalarının sonucu, He's The Greatest Dancer ve We Are Family'yi içeren bir albüm, ki grubun tarihinin en büyük başarısı, milyonlar satan bir canavar...
Hey gidi pop dünyası...

Pazartesi, Eylül 01, 2008
Kasirga Mahmut!
Amerika'nin güney bölümlerini yeni bir kasırga vuracakmış birkaç saat içinde. Sabah biraz CNN izledim de, garibime gitti. Kaç saat sonra vuracağını bile bildikleri böyle devasa bir doğa olayının neden hiç görüntülerini göstermiyorlar da, kırmızı, turuncu, yeşil yuvarlaklar ilerliyor devamlı haritalar üzerinde?? Halkı korkutmamak mı istiyorlar, genel politika icabı sosyal sorumluluk mu yapıyorlar, yoksa yalan mı kasırga diye bile düşünüyor insan. İşin içinde Amerika olunca malum...
Az önce Muzo dikkatimi çekti, adamlar bütün kasırgalara kadın ismi koyuyor diye, ama bu seferki Gustav'mış...
Neyse, ne diyelim olan yine zavallı insanlara oluyor, ülke farketmez...
Az önce Muzo dikkatimi çekti, adamlar bütün kasırgalara kadın ismi koyuyor diye, ama bu seferki Gustav'mış...
Neyse, ne diyelim olan yine zavallı insanlara oluyor, ülke farketmez...
Perşembe, Ağustos 28, 2008
AC/DC - Rock 'N Roll Train!!!!
Pazartesi, Ağustos 25, 2008
fotokritik.com
bu fotokritik.com denen sayfayi bilmeyen, görmemiş olan yoktur herhalde. Ayrıntılı incelememiş olabilirsiniz ama temel fikri biliyorsunuzdur.
Kendini fotoğrafa meraklı ya da fotoğrafı biliyor sayan insanlar üye oluyor bu sayfaya, çektikleri fotoğrafları koyuyor, sonra da başkalarının fotoğrafları üzerine ahkam kesiyor.
Yani kesinlikle fikir saçma değil. Bazen çok güzel fotoğraflar görüyorum mesela, gaza geliyorum, bazen çok güzel ve doyurucu eleştiriler okuyorum filan ama %80 o kadar abuk sabuk şeyler var ki. Ana sayfaya çıkmak diye bir şey varmış mesela. O ana sayfaya çıkan fotoğraf uyduruk bir bahçe fotoğrafı da olsa herkes gidip onu tebrik ediyor filan... Hatta eleştirilerden ötürü bir asılma durumu da başlıyor. "Ör: ben kameranın arkasındaki engin ruhu merak etmeye başladım. o ne güzel romantizm..."
Yaani yani... Bir de kişisel olarak delirdiğim esas nokta, fotoğrafı hangi kamerayla, hangi objektifle ve ne özelliklerde çektiğini yazıyorsun sayfaya. Aman yarabbi, herkesin mi D300'ü olur. Ne zengin memleketmişiz yahu, pes yani! :D Kıskançlıkta son nokta :)
Kendini fotoğrafa meraklı ya da fotoğrafı biliyor sayan insanlar üye oluyor bu sayfaya, çektikleri fotoğrafları koyuyor, sonra da başkalarının fotoğrafları üzerine ahkam kesiyor.
Yani kesinlikle fikir saçma değil. Bazen çok güzel fotoğraflar görüyorum mesela, gaza geliyorum, bazen çok güzel ve doyurucu eleştiriler okuyorum filan ama %80 o kadar abuk sabuk şeyler var ki. Ana sayfaya çıkmak diye bir şey varmış mesela. O ana sayfaya çıkan fotoğraf uyduruk bir bahçe fotoğrafı da olsa herkes gidip onu tebrik ediyor filan... Hatta eleştirilerden ötürü bir asılma durumu da başlıyor. "Ör: ben kameranın arkasındaki engin ruhu merak etmeye başladım. o ne güzel romantizm..."
Yaani yani... Bir de kişisel olarak delirdiğim esas nokta, fotoğrafı hangi kamerayla, hangi objektifle ve ne özelliklerde çektiğini yazıyorsun sayfaya. Aman yarabbi, herkesin mi D300'ü olur. Ne zengin memleketmişiz yahu, pes yani! :D Kıskançlıkta son nokta :)
Çarşamba, Ağustos 06, 2008
Queen + Paul Rodgers - C-lebrity

vhovhovhovovhohahahahahaahaaaaavoooo
Çıkana ve yeni şarkıları dinleyene kadar gerçek olduğuna inanmayacaktım!!
2 gün gecikmeli olsa da, yeni Queen albümü Cosmos Rocks'ın ilk single'ı, C-lebrity'yi dinlemiş bulunmaktayım!
Sanırım bu albüm muhteşem olacak!! Eski Queen'i, ya da Rodgers albümlerinden herhangi birini beklemeyin. Single diyorki, bu 3'lü, yazarken yepyeni bir şey çıkarmış ortaya. Rodgers'ın o soul tiplemeli inlemeleri ve karizmatik sesi tabii ki her yerde ama May ve Taylor aralara kendi harmonik vokallerini eklemeyi ihmal etmiyor. Şarkı zaten, May'in duraklayan ama güçlü bir riff'iyle başlıyor. Gerçi bu riff'in bütün şarkı boyunca devam ediyor ama olsun. Şarkıya ve temaya uygun şekilde, hayran çığlıkları da intro'da sample olarak kullanılmış desem, kafanızda ne canlanır bilemiyorum ama gerçek :) Canımı sıkan bir şey daha var o da May'in solosunun da biraz kısa tutulması :D Doyamıyorum napalım :))
Şarkı takdir edersiniz ki, "celebrity" kavramını ve olmak için kendini yırtan, televizyonda 5 dakika da olsa görünme delisi olmuş internet üzerindeki milyonlarca "genci" eleştiriyor. Bu arada May'in solosu da pek dinamik olmuş ama resmen edit'lenmiş gibi bak dinledikçe canım sıkılıyor :D
Muhtemelen ilk dinleyişte, yakalayacak bir nakarat olmayışı canınızı sıkabilir. Yakalayıcı olmayan demeyelim de, patlayan bir nakarat yok. Ama, tam aksine tempoyu düşürüp, "celebrity" olmak adına kolaya kaçmayıp, söylemek istediklerini öne yavaş yavaş çıkarmaya karar vermiş anlaşılan 3'lü.
Bence sakıncası yok! Yaşasın yine, yeniden, müziğe benzeyen müzik...
Bu arada, bu single nasıl mı dinlenir? www.queenonline.com adresinden, "album club"a üye olmanız gerekiyor, sadece 2 pound. Ya da, alın elinize telefonu, isteyin şarkınızı ve açın Radyo ODTÜ'yü beklemeye başlayın...
Vikipedi!
Vikipedi'deki yazıların kalitesini Wikipedia ile karşılaştırmak tabii ki imkansız. Amerika'da nasıl bu kadar çok işsiz güçsüz adam var onu da anlamak imkansız :) Ben Viki'ye bir Radyo ODTÜ yazısı gireyim istedim, denedim pes ettim resmen...
Neyse, bir şeyler araştırırken 99 Gölcük depremi ile ilgili Viki'ye ulaştım bir şekilde. Şu cümle beni aldı götürdü:
"... Türkiye'de deprem yönetmeliği çıkarılmış, zorunlu deprem sigortası gibi birtakım düzenlemeler getirilmiş olsa da, inşa edilen yeni binaların halen depreme karşı dayanıklı olarak inşa edildiklerini söylemek zordur. Bu konuda vatandaşı bilinçlendirmek, denetimleri sıkılaştırmak ve yaptırımları uygulamak için devlete büyük bir görev düşmektedir."
MESAJ KAYGILI VİKİPEDİ!! :D hastasıyız...
Neyse, bir şeyler araştırırken 99 Gölcük depremi ile ilgili Viki'ye ulaştım bir şekilde. Şu cümle beni aldı götürdü:
"... Türkiye'de deprem yönetmeliği çıkarılmış, zorunlu deprem sigortası gibi birtakım düzenlemeler getirilmiş olsa da, inşa edilen yeni binaların halen depreme karşı dayanıklı olarak inşa edildiklerini söylemek zordur. Bu konuda vatandaşı bilinçlendirmek, denetimleri sıkılaştırmak ve yaptırımları uygulamak için devlete büyük bir görev düşmektedir."
MESAJ KAYGILI VİKİPEDİ!! :D hastasıyız...
Pazartesi, Ağustos 04, 2008
Minolta X-700
Sonunda tam anlamiyla her seyini kontrol edebildigim bir kameram oldu!!! :D
Az parasi olup da, SLR sektorunde hic bilgisi olmayan bir insanin, ne alsam acaba diyerek yola koyulmasi epey zorlayici olurdu hakkaten, neyseki elimde enistemden kalan 1-2 objektif oldugu icin, mecburen onlarin markadan, Minolta'dan ciktim yola. Auto Focus yapacak sadece 1 objektifim oldugu icin de, mecbur manuel focus'lar kaldi geriye secilecek. Onlar arasindan da SRT 201'ler vs. ardindan bari kendi yasima daha yakin bir yasta makine seceyim dedim :)
Sonucta, bir suru yorum okudum internetten, ebay'de 3-4 ay boyunca bir suru makine takip ettim ve kargo masrafiyla birlikte, Turkiye'ye yaklasik 100 dolara bir Minolta X-700 alabildigimi anladim. Ve tataaaa :D
Belki ben sansliyimdir, ya da duzgun saticilari buluyorum ya da ebay'de herkes super iyi kalpli insanlar ama kameram 10 gunde geldi, cok sıkı ve guze paketlenmisti. Kendisi, uzerindeki objektifi vs. hatasiz calisiyor ve super super super super :) Yani, benim yeteneklerim ve bilgimle sinirli oldugu icin butun fotograf hayatim, ihtiyacim olan her seyi veriyor bana sagolsun.
Sonucta ogrenme seruveni devam ediyor, yakinda buralarda da gorebilirsiniz fotograflari. Biraz focus sıkıntisi cekiyorum, onceki yonteme cok alistigim icin sanirim ama bakalim. Renko'daki amca da, yarisini netleyemedigim fotograflara, cekimler fena degil dedi ya, gazi da aldim anlayacaginiz :D
Az parasi olup da, SLR sektorunde hic bilgisi olmayan bir insanin, ne alsam acaba diyerek yola koyulmasi epey zorlayici olurdu hakkaten, neyseki elimde enistemden kalan 1-2 objektif oldugu icin, mecburen onlarin markadan, Minolta'dan ciktim yola. Auto Focus yapacak sadece 1 objektifim oldugu icin de, mecbur manuel focus'lar kaldi geriye secilecek. Onlar arasindan da SRT 201'ler vs. ardindan bari kendi yasima daha yakin bir yasta makine seceyim dedim :)
Sonucta, bir suru yorum okudum internetten, ebay'de 3-4 ay boyunca bir suru makine takip ettim ve kargo masrafiyla birlikte, Turkiye'ye yaklasik 100 dolara bir Minolta X-700 alabildigimi anladim. Ve tataaaa :D
Belki ben sansliyimdir, ya da duzgun saticilari buluyorum ya da ebay'de herkes super iyi kalpli insanlar ama kameram 10 gunde geldi, cok sıkı ve guze paketlenmisti. Kendisi, uzerindeki objektifi vs. hatasiz calisiyor ve super super super super :) Yani, benim yeteneklerim ve bilgimle sinirli oldugu icin butun fotograf hayatim, ihtiyacim olan her seyi veriyor bana sagolsun.
Sonucta ogrenme seruveni devam ediyor, yakinda buralarda da gorebilirsiniz fotograflari. Biraz focus sıkıntisi cekiyorum, onceki yonteme cok alistigim icin sanirim ama bakalim. Renko'daki amca da, yarisini netleyemedigim fotograflara, cekimler fena degil dedi ya, gazi da aldim anlayacaginiz :D
Pazar, Ağustos 03, 2008
Türk pop dünyası
Geçen gün Eskişehir'de Pino'da otururken farkettim. Türk pop bestecileri, oturmuş Amerikan kalıbı olan intro-verse-chorus-verse-chorus-bridge-chorus düzenini alt üst etmişler. Bizimkiler şarkıları aynen şöyle ilerliyor;
intro-verse-chorus-verse-chorus-chorus-chorus-chorus(alçak sesle)-chorus-chorus-chorus-chorus
Bayıldım, behey kazma adamlar!
intro-verse-chorus-verse-chorus-chorus-chorus-chorus(alçak sesle)-chorus-chorus-chorus-chorus
Bayıldım, behey kazma adamlar!
Pazartesi, Temmuz 28, 2008
Determining Gapless Playback Information
Biri beni durdursun!
Tarihin en gereksiz müzik çalma programı (ya da adı her neyse) itunes'a kıçımızla gülüyoruz bir kez daha. ve kendisini yeni bir programla değiştiriyoruz sonunda.
Güzel görünen ama işe yaramayan (hakkını yemiyeyim, benim işime yaramayan) bilgisayarlar+programlar yapımcısı apple = bir çuval ***!
Tarihin en gereksiz müzik çalma programı (ya da adı her neyse) itunes'a kıçımızla gülüyoruz bir kez daha. ve kendisini yeni bir programla değiştiriyoruz sonunda.
Güzel görünen ama işe yaramayan (hakkını yemiyeyim, benim işime yaramayan) bilgisayarlar+programlar yapımcısı apple = bir çuval ***!
Cuma, Temmuz 25, 2008
Black Mountain

Hastasıyım bu çocukların, bilmem daha önce yazmış mıydım...
Düşünüyorum da, bu İngilizler... Fabrika gibiler... Her şehirlerinden başka bir yetenek fırlıyor, hatta Londra'sının güneyiyle batısı farklı müzik üretiyor. Hepsinin de (çoğunun da en azından) kendine has bir tarzı oluyor.
Süper yüzeysel bir özet çıkarmış olabilirim ama, Black Mountain var ya!! İnanılmaz... 2. albüm "In The Future"cuyum bu arada, ilk albüme daha sıra gelmedi!
ve bu arada, teşekkürler CLASSIC ROCK! Tarihin gördüğü en iyi rock dergisi ;)
Çarşamba, Temmuz 16, 2008
Proust
Kayıp Zamanın İzinde serisine başladığımda, hayat çok zor ilerler olmuştu. Hızla okumam gereken kitapları tüketebileceğim bir dönemde hissediyordum kendimi, ve Proust amcanın paragraflık cümleleri, dikkatimi dağıtıyor, tekrar tekrar okumama sebep oluyordu. Hatta sonra da araştırmam gerekiyordu birçok lafını...
Biraz geç oldu ama, sanırım şu anda biraz daha zevk almayı öğrendim kendisinden (Henüz 2. kitaptayım gerçi :D). Her cümleyi kafamdaki hayali dünyada canlandırıp, evirip çevirip gülümsüyorum. 2 haftada 50 sayfa okuyabiliyorum belki ama, galiba serinin bitmezmiş görüntüsü daha bir güven veriyor bana...
AŞÖÇ yapacak olursam eğer, anonslarım kesin Proust alıntısı olacak :)
Biraz geç oldu ama, sanırım şu anda biraz daha zevk almayı öğrendim kendisinden (Henüz 2. kitaptayım gerçi :D). Her cümleyi kafamdaki hayali dünyada canlandırıp, evirip çevirip gülümsüyorum. 2 haftada 50 sayfa okuyabiliyorum belki ama, galiba serinin bitmezmiş görüntüsü daha bir güven veriyor bana...
AŞÖÇ yapacak olursam eğer, anonslarım kesin Proust alıntısı olacak :)
Salı, Temmuz 08, 2008
Whitesnake ve Def Lepardo ve İstanbul...
Masstival 2008 geçti,
Whitesnake yine inanılmazdı! Bir grubun solistinin sahne karizması olması inanılmaz önemli bir şey o kesin. Def Leppard da bir o kadar vasattı. Yani aslında adamlar herhangi bir hata yapmadı, ses inanılmazdı, bütün ayarlar manyaktı, albümdekinin aynısı duyuluyordu sahneden, çalışılmış hareketler yapıldı, sololar atıldı, Pour Some Sugar On Me çalındı filan falan... Ama galiba eksik olan şey, ya şarkıların genel enerjisinin Whitesnake'den sonra çok vasat kalmasıydı ya da Coverdale fanlarının o konserden sonra Def Leppard'a kalmayışı... Birinci seçenek daha olası geldi bana...
Bu arada, 400 ASA siyah-beyaz fotoğraflarım, tam bir şok yaşattı bana. Daha önce hiç mi 400 asa fotoğraf çekmemiştim bilmiyorum ama bu çıkanların hepsi, kara kalem boyama gibi ve beklediğim gibi çıkan sadece 3-4 fotoğraf var diyebilirim :) Acemilik yani resmen, bu kadar çaresiz olacağımı tahmin etmemiştim :D
Neyse, eve döner dönmez tararım artık :D
Bu arada İstanbul'da, o kadar çok mal-gerizekalı-hayvan-eşşooleşşek yaşıyorki anlatamam :) Paranın, görgüsüzlüğün gözü kör olsun... (kışkançlık belirtileri bir kez daha :D)
Whitesnake yine inanılmazdı! Bir grubun solistinin sahne karizması olması inanılmaz önemli bir şey o kesin. Def Leppard da bir o kadar vasattı. Yani aslında adamlar herhangi bir hata yapmadı, ses inanılmazdı, bütün ayarlar manyaktı, albümdekinin aynısı duyuluyordu sahneden, çalışılmış hareketler yapıldı, sololar atıldı, Pour Some Sugar On Me çalındı filan falan... Ama galiba eksik olan şey, ya şarkıların genel enerjisinin Whitesnake'den sonra çok vasat kalmasıydı ya da Coverdale fanlarının o konserden sonra Def Leppard'a kalmayışı... Birinci seçenek daha olası geldi bana...
Bu arada, 400 ASA siyah-beyaz fotoğraflarım, tam bir şok yaşattı bana. Daha önce hiç mi 400 asa fotoğraf çekmemiştim bilmiyorum ama bu çıkanların hepsi, kara kalem boyama gibi ve beklediğim gibi çıkan sadece 3-4 fotoğraf var diyebilirim :) Acemilik yani resmen, bu kadar çaresiz olacağımı tahmin etmemiştim :D
Neyse, eve döner dönmez tararım artık :D
Bu arada İstanbul'da, o kadar çok mal-gerizekalı-hayvan-eşşooleşşek yaşıyorki anlatamam :) Paranın, görgüsüzlüğün gözü kör olsun... (kışkançlık belirtileri bir kez daha :D)
Salı, Temmuz 01, 2008
Pazar, Haziran 29, 2008
ODTÜ'de mezuniyet
Daha önce söylememişsem bu ilk olsun, nefret ediyorum ODTÜ mezuniyetlerinden. Uzatmaya gerek yok, kıskanıyorum insanların neşesi ve coşkusunu :) Yılda bir gördüğün, amca-dayı-cakcukların dört bir yandan okula doluşmasını ve iş yerimin önündeki ya da yakınındaki bütün park yerlerini pervasızca doldurmalarını.
Bir şey itiraf edeceğim :) Bugün hava kapalı ve rüzgarlıydı ya biraz, bir yağmur yağsa ne bomba olur kıh kıh diye geçirdim içimden :))) Özür dilerim herkesten ama napiyim :D Ama öyle dua etmece gibi değil, yani yağacaksa kıh kıh yaparım şeklinde, az kötü kalpliyim yani :D
Bir şey itiraf edeceğim :) Bugün hava kapalı ve rüzgarlıydı ya biraz, bir yağmur yağsa ne bomba olur kıh kıh diye geçirdim içimden :))) Özür dilerim herkesten ama napiyim :D Ama öyle dua etmece gibi değil, yani yağacaksa kıh kıh yaparım şeklinde, az kötü kalpliyim yani :D
Pazartesi, Haziran 23, 2008
Alternative 4

Uzun zaman olmuş dinlemeyeli. Epeeey uzun zaman olmuş... O kadarki, gruba imzalattığımı bile unutmuşum albümü... Evde, yalnız başıma pilav/bezelye yerken dinledim :) İlk öğrendiğimde ne kadar havalı gelmişti albümün adı filan, anlamı, dünyanın sonu.
hey gidi... Çocuklar şimdi albüm kaydında, paraları yoktu diye, paypal'la donation yapın diyorlardı. Neyse toparladılar galiba sonrada, çıkacak inşallah bu yıl bitmeden. Fena da değil hani yeni şarkılar. Hadi madem buyrun destek verin: http://www.myspace.com/weareanathema
Pazar, Haziran 22, 2008
Öğrenemeyişimin meyveleri :D
Fotografik değeri olmayan öğrenme fotoğrafları çekmeye devam ediyorum, ama öğrenmek için de hiçbir şey yapmıyorum :) İnsan bir internette açar, araştırır di mi, hangi f değerinde alan derinliği ne kadar, elindeki kamera en hızlı ne kadar çekebiliyor vs. vs.
Neysem... Bu sefer farklı mekanlara açıldım hiç olmazsa. Aşağıdaki 2 fotoğrafta, batan bir güneş de söz konusuydu ama hiç olaya karışmamış kendisi, benim suçum değil :p Bu arada tabii ki hala yanlış çerçeveliyorum filan da, neyseki modelim güzel çıkıyor da fotoğraf dayanılır oluyor ;)


Bu ve bir tane daha var, o fotoğrafla birlikte Anılcığımı da mankenlerim arasına sokmaya karar verdim. Foto-filmimde onu oynatıcam sanırım :))

Burası Çankırı canım, yıkılmaya yüz tutmuş evlere karşı karşı konulmaz bir ilgi-sevgim var...

Bu da bu 36'lık filmin en güzel fotoğrafı sanırım. Meltemcim iyi buldu şeker şeyinin kapağını :D

Bu arada sonunda kameramın objektifini korumak için eniştemin başka objektiflerinden bir kapak çaldım. Birkaç renk düzeltici fitre buldum. Bir yeşil, bir de soft-spot filtre de çıktı ortaya. Daha normalini kullanamazken, filtreye ne zaman sıra gelecek bilmiyorum ama bakalım. Bu arada, bir de hazırda bekleyen Minolta objektifler için de bir X-700 kamera alasım var ama bakalım...
Şu anda, 400'lük siyah-beyaz bir film taktım yashica'ma. Akşam MFÖ fotoğrafları çekmeye çalışıcam, bakalım. Yeni fiyaskolara hazırım ben şahsen...
Neysem... Bu sefer farklı mekanlara açıldım hiç olmazsa. Aşağıdaki 2 fotoğrafta, batan bir güneş de söz konusuydu ama hiç olaya karışmamış kendisi, benim suçum değil :p Bu arada tabii ki hala yanlış çerçeveliyorum filan da, neyseki modelim güzel çıkıyor da fotoğraf dayanılır oluyor ;)
Bu ve bir tane daha var, o fotoğrafla birlikte Anılcığımı da mankenlerim arasına sokmaya karar verdim. Foto-filmimde onu oynatıcam sanırım :))
Burası Çankırı canım, yıkılmaya yüz tutmuş evlere karşı karşı konulmaz bir ilgi-sevgim var...
Bu da bu 36'lık filmin en güzel fotoğrafı sanırım. Meltemcim iyi buldu şeker şeyinin kapağını :D
Bu arada sonunda kameramın objektifini korumak için eniştemin başka objektiflerinden bir kapak çaldım. Birkaç renk düzeltici fitre buldum. Bir yeşil, bir de soft-spot filtre de çıktı ortaya. Daha normalini kullanamazken, filtreye ne zaman sıra gelecek bilmiyorum ama bakalım. Bu arada, bir de hazırda bekleyen Minolta objektifler için de bir X-700 kamera alasım var ama bakalım...
Şu anda, 400'lük siyah-beyaz bir film taktım yashica'ma. Akşam MFÖ fotoğrafları çekmeye çalışıcam, bakalım. Yeni fiyaskolara hazırım ben şahsen...
Cumartesi, Haziran 14, 2008
Ülkemde infomania olunur...
infomania'dan burada sık sık bahsettim, birçok bölümüne link verdim. İpek'le bu konuda sıkça söylediğimiz şeylerden biri de, infomania yapımcılarının Türkiye'yi görseler delirecekleri. O kadar çok malzeme varki ülkemde, hangisini programa koyacaklarına karar veremezlerdi heralde...
İşte Gökçek bombası!
Zaten, Kızılırmak suyunu ben 20 gün önce getirdim, naber kimse hasta olmadı açıklaması yeterince skandaldı. Bir Türk'ten, bir basın toplantısı yapıp o suyu içmesi de beklenirdi, ki beklenen gerçekleşti :) İşte, o anın fotoğrafları :D
"ve biraz da rakamlar"
Ankara'nın bütün değerlerinin 1,52 olması, ya da WHO'ın standart değerlerinin hepsinin sabit 10 olması size de saçma gelmiyor mu?
"ve CHP'ye nerden bok atabiliriz?"
Süper fikir, Arsenik İzmir'de! Adam kendi şehrini bıraktı diğerlerini kurtaracak hayırlısıyla...
Nasıl bir ülkede yaşadığını hergün sorgulayanlardansanız, çözümsüz ve çaresiz dünyanızda yalnız değilsiniz. Çünkü bu yukarıdaki resimler, tam bir delilik değil mi sizce de? Adam tuvalete gidip sürahiye su dolduruyor!! :D Arkasına bir grup insanı toplamış, onlara kartlar bastırtmış, onları havaya kaldırtmış filan! İnanılmaz ya, İNANILMAZ...
İşte Gökçek bombası!
Zaten, Kızılırmak suyunu ben 20 gün önce getirdim, naber kimse hasta olmadı açıklaması yeterince skandaldı. Bir Türk'ten, bir basın toplantısı yapıp o suyu içmesi de beklenirdi, ki beklenen gerçekleşti :) İşte, o anın fotoğrafları :D
Ankara'nın bütün değerlerinin 1,52 olması, ya da WHO'ın standart değerlerinin hepsinin sabit 10 olması size de saçma gelmiyor mu?
Süper fikir, Arsenik İzmir'de! Adam kendi şehrini bıraktı diğerlerini kurtaracak hayırlısıyla...
Nasıl bir ülkede yaşadığını hergün sorgulayanlardansanız, çözümsüz ve çaresiz dünyanızda yalnız değilsiniz. Çünkü bu yukarıdaki resimler, tam bir delilik değil mi sizce de? Adam tuvalete gidip sürahiye su dolduruyor!! :D Arkasına bir grup insanı toplamış, onlara kartlar bastırtmış, onları havaya kaldırtmış filan! İnanılmaz ya, İNANILMAZ...
Çarşamba, Haziran 11, 2008
Fotoğraf çekmeyi öğreniyorum :)
Şu anda, daha diyaframa naparsam ne nolur, alan derinliğini nasıl ayarlarım, dur odaklayamıyorum bir türlü derken, bir sürü kompozisyon ve çerçeveleme hataları yapmışım (sanırım :D). Ama, sonuçta kameranın çektiğini ve benim de çekebildiğimi gördüğüme göre, daha bliimsel çalışmalara girişebiliriz hocam.
Bu arada, tabii ki her fotoğrafa başlayan insan gibi çocuk resmi çektim! ahahaha
Bu arada, bütün mankenlerime, hadi abi çekmiyo musun demedikleri için ayrıca teşekkür ederim...
Cuma, Mayıs 30, 2008
Perşembe, Mayıs 29, 2008
..
Mobil blog'a nasıl başlayacağımı öğrenmek istiyorum.
Ya da blogu görüntülemek istiyorum, yeni pencerede!
Bazen kaydedilmesin istiyorum ve çoğunlukla da yazıyı yayınlamasın, taslak halinde kalsın hep. Paso kaydetsin taslak halinde. Taslak taslak üstüne olsun, ama yayınlamasın...
Şimdi kaydediyorum!
Şeridi ortalayan hıyarlar vardır ya, "hangisinden gideceksen seç ulan" diye bağırdığımız, belki de o kadar kolay değildir yapacakları seçim, kızmayın!
"Salak herif ne istediğini bilmiyor" denir ya, işte o benim...
ve daha birçok şeyim.
Radyodaki şarkıların üzerine, eline gitarını alıp solo atmaya çalışan gerizekalıyım.
Kafası dumanlı, barların hoparlörlerini seven, atletli hıyarım, filmi kopmuş sarhoşum... O film geri geldiğinde, hayal kırıklığına uğrayanım...
yamuk yumuk hamurdan adamlar gibi, yönetmen şeklini değiştirmedikçe, olduğu yerden hareket edemeyenim.
itiraf ediyorum, cannes'a gidebileceğine inanan ve başvuramayan malım.
hayatında hiçbir şeyi bırakamamış "sıradan"ım, kutlu olsun zaferi...
Ya da blogu görüntülemek istiyorum, yeni pencerede!
Bazen kaydedilmesin istiyorum ve çoğunlukla da yazıyı yayınlamasın, taslak halinde kalsın hep. Paso kaydetsin taslak halinde. Taslak taslak üstüne olsun, ama yayınlamasın...
Şimdi kaydediyorum!
Şeridi ortalayan hıyarlar vardır ya, "hangisinden gideceksen seç ulan" diye bağırdığımız, belki de o kadar kolay değildir yapacakları seçim, kızmayın!
"Salak herif ne istediğini bilmiyor" denir ya, işte o benim...
ve daha birçok şeyim.
Radyodaki şarkıların üzerine, eline gitarını alıp solo atmaya çalışan gerizekalıyım.
Kafası dumanlı, barların hoparlörlerini seven, atletli hıyarım, filmi kopmuş sarhoşum... O film geri geldiğinde, hayal kırıklığına uğrayanım...
yamuk yumuk hamurdan adamlar gibi, yönetmen şeklini değiştirmedikçe, olduğu yerden hareket edemeyenim.
itiraf ediyorum, cannes'a gidebileceğine inanan ve başvuramayan malım.
hayatında hiçbir şeyi bırakamamış "sıradan"ım, kutlu olsun zaferi...
Cuma, Mayıs 16, 2008
House'un sezon finali...
Aaabi yamru yumru oldum resmen!!!
Sezon finalinin ilk parcasini izledim uzerinden yarim saat gecti, butun herkesin bloglarini okudum ve ancak kendime gelebildim. N'aaapmis manyak herifler yine!!
House kesinlikle rocks!
---------
Bir de sosyal bir insan olmaya karar verdim ben :D 2-3 haftadir manyaklar gibi, Fatih Akin izleyip, okuyup, yazacam diye canim cikmisti, yine bir ise yaramadi. Sosyal bilimlerin de makineden pek farkı yokmus. O halde, yasasin sarap, yasasin bira raki cak cuk...
Sezon finalinin ilk parcasini izledim uzerinden yarim saat gecti, butun herkesin bloglarini okudum ve ancak kendime gelebildim. N'aaapmis manyak herifler yine!!
House kesinlikle rocks!
---------
Bir de sosyal bir insan olmaya karar verdim ben :D 2-3 haftadir manyaklar gibi, Fatih Akin izleyip, okuyup, yazacam diye canim cikmisti, yine bir ise yaramadi. Sosyal bilimlerin de makineden pek farkı yokmus. O halde, yasasin sarap, yasasin bira raki cak cuk...
Cuma, Nisan 18, 2008
Dinleyince ağlanası gelinen şarkılar...
Böyle bir listem olmadı hiçbir zaman. Belki lise günlerinden "Best Of Damardan"larımı hatırlayanlar olur ama, onlar da bu dediğimle aynı içeriğe sahip değil. Yaşım da ilerlemeye başladığına göre (!), bu listenin ilk sayfasını da açabilirim sanırım...
* Tina Turner - Private Dancer (Live)
İnsan sesinin, müzikal yeteneğinin durup dururken hüzünlendirebileceği, ağlatabileceğine süper bir örnek. Konudan da bağımsız galiba bendeki bu hissiyat.
Tavsiye ederim...
* Tina Turner - Private Dancer (Live)
İnsan sesinin, müzikal yeteneğinin durup dururken hüzünlendirebileceği, ağlatabileceğine süper bir örnek. Konudan da bağımsız galiba bendeki bu hissiyat.
Tavsiye ederim...
Cumartesi, Mart 29, 2008
Whitesnake "Good To Be Bad"
Müzik dünyasının kötü durumda olduğu zaten aşikar, grupların albüm satışlarından para kazanmasına imkan kalmadı denebilir. Zaten bunu Radiohead'in albümünü dağıtıvermesinden de anlamak mümkün. Her ne kadar cesur bir hareket olsa da, zaten para kazanamıyor olmasalardı, herhalde verivermezlerdi albümlerini di mi?
Şimdilik gruplar, müzisyenler için çözüm konserlerden geçiyor (En azından yurtdışında). Ve hatta artık tek başlarına konserler de yeterli değil. Bütün konser alanını doldurabilmek, en çok sayıda izleyiciyi çekebilmek için gruplar işbirliğine gidiyor, ortak turnelere çıkıyor. Bu anlayışa güzel bir örnek, bu yaz ülkemizde olacak! Aslında bir yandan da şanslıyız, çünkü 2 dev grup, Whitesnake ve Def Leppard arka arkaya 2 gün canlı canlı İstanbul'da.
Def Leppard Amerikanlaşmış ve zaten popçu olan rock tavırlarını iyice country ve blues esintileriyle doldurmuş olabilir. Ama yine de sahnede, rock camiasının en yetenekli gitaristlerinden birini izleyeceğiz: Vivian Campbell.
Whitesnake ise ayrı bir konu. Coverdale abimiz geçen senelerde de gelmiş, kalbimizi fethetmişti. Konseri Kuruçeşme'de zannedip oraya gitmiş, son dakikada Park Orman'a yetişmiştim, o salaklığım ayrı, 2 bis'den sonra bir de "Soldier Of Fortune" patlatışı insanın başına az gelebilecek güzelliklerden biriydi...
Neyse, başlıktaki konudan çok uzaklaştım :D Whitesnake, 11 yıl aradan sonra yeni bir albüm çıkardı. Henüz şu an 2. dinleyişimin yarısındayım, ama bir şeyler yazmadan geçemedim. BOMBA! :D
Galiba eski kafalıyım. Galiba nesiller arasında fark böyle böyle oluşuyor ve galiba bu yüzden olursa 20 yıl sonra çocukları anlamayacağım, ama n'apyim seviyorum eski kafalı Klasik ROCK!!! :D Eline sağlık Coverdale'imizin. Çatur çutur girişiyor, cazgır cazgır gitarlar, adeta kafanıza vurulduğunu hissettiğiniz bagetler, altı dolduran doygun bir bas... Whitesnake'in güçlü tonları yerli yerinde. Coverdale sesini koruyor ve aralara serpiştirilen o eski kafalı balad'lar yok mu, en çok da onlara bayılıyorum galiba :D
Efendim, Whitesnake - Good To Be Bad, tavsiyemizdir, seveni kaçırmasın, eski günleri özleyen elinden bırakmasın diyorum :D Ha bir süre sonra sıkmıyor mu, sıkıyor o ayrı, ama o zamana kadar şişenin dibini çoktan görmüş olmak gerekiyor :))
Şimdilik gruplar, müzisyenler için çözüm konserlerden geçiyor (En azından yurtdışında). Ve hatta artık tek başlarına konserler de yeterli değil. Bütün konser alanını doldurabilmek, en çok sayıda izleyiciyi çekebilmek için gruplar işbirliğine gidiyor, ortak turnelere çıkıyor. Bu anlayışa güzel bir örnek, bu yaz ülkemizde olacak! Aslında bir yandan da şanslıyız, çünkü 2 dev grup, Whitesnake ve Def Leppard arka arkaya 2 gün canlı canlı İstanbul'da.
Def Leppard Amerikanlaşmış ve zaten popçu olan rock tavırlarını iyice country ve blues esintileriyle doldurmuş olabilir. Ama yine de sahnede, rock camiasının en yetenekli gitaristlerinden birini izleyeceğiz: Vivian Campbell.
Whitesnake ise ayrı bir konu. Coverdale abimiz geçen senelerde de gelmiş, kalbimizi fethetmişti. Konseri Kuruçeşme'de zannedip oraya gitmiş, son dakikada Park Orman'a yetişmiştim, o salaklığım ayrı, 2 bis'den sonra bir de "Soldier Of Fortune" patlatışı insanın başına az gelebilecek güzelliklerden biriydi...
Neyse, başlıktaki konudan çok uzaklaştım :D Whitesnake, 11 yıl aradan sonra yeni bir albüm çıkardı. Henüz şu an 2. dinleyişimin yarısındayım, ama bir şeyler yazmadan geçemedim. BOMBA! :D
Galiba eski kafalıyım. Galiba nesiller arasında fark böyle böyle oluşuyor ve galiba bu yüzden olursa 20 yıl sonra çocukları anlamayacağım, ama n'apyim seviyorum eski kafalı Klasik ROCK!!! :D Eline sağlık Coverdale'imizin. Çatur çutur girişiyor, cazgır cazgır gitarlar, adeta kafanıza vurulduğunu hissettiğiniz bagetler, altı dolduran doygun bir bas... Whitesnake'in güçlü tonları yerli yerinde. Coverdale sesini koruyor ve aralara serpiştirilen o eski kafalı balad'lar yok mu, en çok da onlara bayılıyorum galiba :D
Efendim, Whitesnake - Good To Be Bad, tavsiyemizdir, seveni kaçırmasın, eski günleri özleyen elinden bırakmasın diyorum :D Ha bir süre sonra sıkmıyor mu, sıkıyor o ayrı, ama o zamana kadar şişenin dibini çoktan görmüş olmak gerekiyor :))

Çarşamba, Mart 26, 2008
Apocalyptica Ankara'da!
Bu sanıyorum 3. izleyişimiz olacak onları ama inanılmaz sahne enerjilerine, 10. defa için bile gidilir. Yeni şarkıları da canlı dinlemenin tadı ayrı olacak gibi.
Bu arada keşke fin bir solist bulsalar da devamlı onunla gezseler, ayrı bir tadları olacak o zaman.

Bu arada keşke fin bir solist bulsalar da devamlı onunla gezseler, ayrı bir tadları olacak o zaman.

Çarşamba, Mart 19, 2008
Varan konforu :D
Hocam hayırlı olsun :D
Eskişehir-Ankara arasına hızlı tren sürati gelmedi ama en azından Varan konforu gelmiş durumda!! Hiç haberim yoktu, geçen gün arabayla Sivrihisar sonrası bir Varan otobüsünün yanından geçince dank etti, ne işi var bu otobüsün burada diye. Meğer, şubatın başından itibaren Varan seferleri başlamış Bursa ve Eskişehir'e.
Fiyat, Katil Koç'la aynı internetten alırsanız 14 milyor, direk otogardan alırsanız da 15 zaten. Pazartesi-Salı yolculuklarımı Varan'la yaptım ve bir kez daha yıllar önce kendime verdiğim ama tutmadığım "bundan sonra sadece Varan'a bineceğim" sözünün sebebini anladım :)
O zaman hep birlikte sloganımızı tekrarlayalım:
"Varan'da küçük harflerle konuşulur..."
Eskişehir-Ankara arasına hızlı tren sürati gelmedi ama en azından Varan konforu gelmiş durumda!! Hiç haberim yoktu, geçen gün arabayla Sivrihisar sonrası bir Varan otobüsünün yanından geçince dank etti, ne işi var bu otobüsün burada diye. Meğer, şubatın başından itibaren Varan seferleri başlamış Bursa ve Eskişehir'e.
Fiyat, Katil Koç'la aynı internetten alırsanız 14 milyor, direk otogardan alırsanız da 15 zaten. Pazartesi-Salı yolculuklarımı Varan'la yaptım ve bir kez daha yıllar önce kendime verdiğim ama tutmadığım "bundan sonra sadece Varan'a bineceğim" sözünün sebebini anladım :)
O zaman hep birlikte sloganımızı tekrarlayalım:
"Varan'da küçük harflerle konuşulur..."
Cumartesi, Mart 15, 2008
Gittigidiyor yorumları :D
Bilmem hiç gittigidiyor'dan alış-veriş yaptınız mı? Yaptıysanız da hiç satıcınız hakkında yazılmış yorumları okudunuz mu...
Türklüğümüz ve delikanlılığımız, aynen bu açık artırma sayfasında da devam ediyor, hastasıyım. Buyrun bir alıntı:
Alıcı (1 yıldız vermiş):
1-) Artist 2-) Sattığı malın Güvenlık kodunu bılmıyo 3-) mal çizik dolu !
satıcının cevabı : o telefon haram olsun sana. 5 yıldızlık cihaz, kendi güvenlik kodunu defalarca yanlış girdiği için bu yorumu verdi, ahlaksız.
Siz boyle bir alıcıdan herhangi bir şey alır mıydınız? Hiç sanmıyorum :D
Türklüğümüz ve delikanlılığımız, aynen bu açık artırma sayfasında da devam ediyor, hastasıyım. Buyrun bir alıntı:
Alıcı (1 yıldız vermiş):
1-) Artist 2-) Sattığı malın Güvenlık kodunu bılmıyo 3-) mal çizik dolu !
satıcının cevabı : o telefon haram olsun sana. 5 yıldızlık cihaz, kendi güvenlik kodunu defalarca yanlış girdiği için bu yorumu verdi, ahlaksız.
Siz boyle bir alıcıdan herhangi bir şey alır mıydınız? Hiç sanmıyorum :D
Classic ROCK!
Hueeeeee!!!!
Sonunda son yılların en anlamlı dergi aboneliğini gerçekleştirmiş bulunuyoruz Piko'nun baskıları sağolsun :) Yaaaw, bir gece salata'ya gidince daha fazlasını harcıyor insan nolacak diyerek, Classic Rock'a abone olduk. İnsanı daha mutlu eden bir dergiye az rastlanır. Şartları sıralayalım:
1- Classic Rock, süper gruplarla tanıştırır, eskileri gün yüzüne çıkarır.
2- Classic Rock, insana kendini gerçek bir Rock'n Roll camiası içinde hissettirir.
3- Classic Rock'a abone olmak çok hesaplıdır, yoksa tek tek almaya kalksan tanesi 25 milyondur.
4- Classic Rock, NME'den daha fazla sattığına göre, bu müzik türü asla ölmeyecektir. Demekki deri pantolonlar, yüz makyajları, iğrenç kahküller tarihten silinmeyecektir (en azından şimdilik).
O zamaaan, hemen Classic Rock'ın hafta sonu tavsiyesini burada yenileyelim. Tanışın efendim, Eyelash!. :D Yazının en altındaki link'ten single'ın videosunu bilgisayarınıza indirebilirsiniz...
Sonunda son yılların en anlamlı dergi aboneliğini gerçekleştirmiş bulunuyoruz Piko'nun baskıları sağolsun :) Yaaaw, bir gece salata'ya gidince daha fazlasını harcıyor insan nolacak diyerek, Classic Rock'a abone olduk. İnsanı daha mutlu eden bir dergiye az rastlanır. Şartları sıralayalım:
1- Classic Rock, süper gruplarla tanıştırır, eskileri gün yüzüne çıkarır.
2- Classic Rock, insana kendini gerçek bir Rock'n Roll camiası içinde hissettirir.
3- Classic Rock'a abone olmak çok hesaplıdır, yoksa tek tek almaya kalksan tanesi 25 milyondur.
4- Classic Rock, NME'den daha fazla sattığına göre, bu müzik türü asla ölmeyecektir. Demekki deri pantolonlar, yüz makyajları, iğrenç kahküller tarihten silinmeyecektir (en azından şimdilik).
O zamaaan, hemen Classic Rock'ın hafta sonu tavsiyesini burada yenileyelim. Tanışın efendim, Eyelash!. :D Yazının en altındaki link'ten single'ın videosunu bilgisayarınıza indirebilirsiniz...
Cuma, Mart 07, 2008
Perşembe, Mart 06, 2008
Çalılar malılar...
Belediye başkanı olacak adam, benim devlete verdiğim parayla, Eskişehir yoluna genişliği devamlı ve düzensiz bir şekilde değişen, birçok yerinde şerit çizgileri bile olmayan manyak bir otoban inşa etmekle kalmadı. Sonunda bir yolunu bulmuş, iznini koparmış, koru sitesinin öncesindeki kimsenin beklemediği ışıklara çılgın üst geçidini de tamamlamak üzere.
Bir de yetmezmiş gibi, şehrin ortasından geçen bütün o Eskişehir otobanını ve havaalanı yolunu, baştan sona 4-5 metre aralıklarla manyak çalılar ve top gibi ağaççıklarla donattı!! Artik kimi zengin etti, hangi akrabasini, hangi kankasini kayirdi bilinmez...
Helal olsun, ne zenginmis ulkem! Bok gibi harciyoruz yollarin ortasindaki cali cirpiya, cimlere...
Bir de yetmezmiş gibi, şehrin ortasından geçen bütün o Eskişehir otobanını ve havaalanı yolunu, baştan sona 4-5 metre aralıklarla manyak çalılar ve top gibi ağaççıklarla donattı!! Artik kimi zengin etti, hangi akrabasini, hangi kankasini kayirdi bilinmez...
Helal olsun, ne zenginmis ulkem! Bok gibi harciyoruz yollarin ortasindaki cali cirpiya, cimlere...
Çarşamba, Şubat 27, 2008
Eskişehir yolu...
Günlerden sonra ilk defa dün arabayla Eskişehir yollarındaydım, epey bir şeyler kaçırıyormuşum üzüldüm resmen. Bir de tabii fotoğraf çeken bir aletin yanımda olmayışına ayrıca yandım...
Temelli'ye bir şeyler oluyor herhalde, belediyesini mi kapatacaklar, Polatlı'ya mı bağlayacaklar bilinmez. Ankara'dan giderken bir üst geçide "Temelli Temelli kalmalıdır" yazmışlar, alla alla demiştim, dönerkense, "Temelli'nin hastasıyız, kapanırsa yastayız" pankartı olayı bitirdi. Bir duvar yazısı filan değil, baya böyle kocaman bir beze, pankart yaptırmışlar bu yazılarla! Bakalım bu kampanya etkili olacak mı...
Sonra yolda tıpkı Amerikan Güzeli'ndeki gibi, havada asılı bir torba gördüm. Resmen, yerden 2 metre yüksekte, kenarda, salınıyordu torba. Hayatın anlamını çıkarır mıyım acaba diye bir süre baktım ama, yoldan çıkıyordum çok etkilenemedim.
ve son olaraksa, yanımdan önde koruma arkadan kocaman arabasıyla Yılmaz Büyükerşen geçti! 26 001 heralde odur yani :)
---------------
Daha önce bahsetmedim galiba ama, bir infomania fanatiğiyim bir süredir. O da ne ki diyenlerin izlemesi gerekli. 3 dakikada bütün derdini nasıl güzel anlatıyor helal olsun. Kurgu dehası :) İyi çalışıyor çocukların kafası, acaba kaç kişi uğraşıyorlar... Son bomba aşağıda:
Temelli'ye bir şeyler oluyor herhalde, belediyesini mi kapatacaklar, Polatlı'ya mı bağlayacaklar bilinmez. Ankara'dan giderken bir üst geçide "Temelli Temelli kalmalıdır" yazmışlar, alla alla demiştim, dönerkense, "Temelli'nin hastasıyız, kapanırsa yastayız" pankartı olayı bitirdi. Bir duvar yazısı filan değil, baya böyle kocaman bir beze, pankart yaptırmışlar bu yazılarla! Bakalım bu kampanya etkili olacak mı...
Sonra yolda tıpkı Amerikan Güzeli'ndeki gibi, havada asılı bir torba gördüm. Resmen, yerden 2 metre yüksekte, kenarda, salınıyordu torba. Hayatın anlamını çıkarır mıyım acaba diye bir süre baktım ama, yoldan çıkıyordum çok etkilenemedim.
ve son olaraksa, yanımdan önde koruma arkadan kocaman arabasıyla Yılmaz Büyükerşen geçti! 26 001 heralde odur yani :)
---------------
Daha önce bahsetmedim galiba ama, bir infomania fanatiğiyim bir süredir. O da ne ki diyenlerin izlemesi gerekli. 3 dakikada bütün derdini nasıl güzel anlatıyor helal olsun. Kurgu dehası :) İyi çalışıyor çocukların kafası, acaba kaç kişi uğraşıyorlar... Son bomba aşağıda:
Perşembe, Şubat 21, 2008
13. Radyo ODTÜ Doğum Günü Partisi'nden...
Üzerinden epey geçti, ama en son bir şeyler yazışımın üzerinden de epey zaman geçti, affedelim kendimizi...
13. yaşını kutladı Radyo ODTÜ, ben 2001'de girmiştim. Yani 7 yıl oldu, yani Radyo ODTÜ'nün benli yılları, bensizlerden daha çok artık. Duygulanmalı mı, ağlamalı mı bilemiyorum. Ama durup durup, seviyorum beh yaptığım işi diyip, gözümü kapamak ve öylece devam etmek istiyorum... Belki de, akvaryumumun dışındaki dünyadan korkuyorum, bilemiyorum...
Neyse, işte o kostümlü geceden birkaç fotoğraf. Çoğunluk IWhyShy?'a ait tabii ki. Benim favorimse en alttaki fotoğraf...






13. yaşını kutladı Radyo ODTÜ, ben 2001'de girmiştim. Yani 7 yıl oldu, yani Radyo ODTÜ'nün benli yılları, bensizlerden daha çok artık. Duygulanmalı mı, ağlamalı mı bilemiyorum. Ama durup durup, seviyorum beh yaptığım işi diyip, gözümü kapamak ve öylece devam etmek istiyorum... Belki de, akvaryumumun dışındaki dünyadan korkuyorum, bilemiyorum...
Neyse, işte o kostümlü geceden birkaç fotoğraf. Çoğunluk IWhyShy?'a ait tabii ki. Benim favorimse en alttaki fotoğraf...
Cumartesi, Ocak 26, 2008
Juno
Çok cici, sevimli, zorlamadan güldürüp "göz yaşı" döktüren bir film! 2007'nin enleri arasında aslında. Belki de Ellen Page'e "En İyi Kadın" oscarını kazandırıcak bilinmez...
Müzikleri de önemli aslında. Her ne kadar, filme eşlik eden şarkılar çok tipim olmasa da, galiba tek bir kare neden bu filme bu kadar ısındığımı özetleyecek. AIC t-shirt'üyle badana yapan bir Jennifer Garner :))
Müzikleri de önemli aslında. Her ne kadar, filme eşlik eden şarkılar çok tipim olmasa da, galiba tek bir kare neden bu filme bu kadar ısındığımı özetleyecek. AIC t-shirt'üyle badana yapan bir Jennifer Garner :))
Salı, Aralık 25, 2007
Iron Maiden İstanbul'a gelse?
Mesela yani...
Bu yaz mesela...
Şöyle Ağustos gibi örneğin :)
Güzel olmaz mı?
Bu yaz mesela...
Şöyle Ağustos gibi örneğin :)
Güzel olmaz mı?
Perşembe, Aralık 20, 2007
Lacie 320
:) Bir external hard-disk'ten daha güzel elektronik alet yok şu an benim için :)
Filmleri sınıfla, altyazı bul, DVD'lere bas, düzgün basmış mı kontrol et, üzerine isimleri yaz, numara ver, database'e gir cart curt. Oh be neymiş o işkence, bitsin DVD dönemi, açılsın hard-disk devri :))
Kazandığım bütün parayı harcamayı ne kadar da çok seviyorum :D
Filmleri sınıfla, altyazı bul, DVD'lere bas, düzgün basmış mı kontrol et, üzerine isimleri yaz, numara ver, database'e gir cart curt. Oh be neymiş o işkence, bitsin DVD dönemi, açılsın hard-disk devri :))
Kazandığım bütün parayı harcamayı ne kadar da çok seviyorum :D
Pazar, Aralık 09, 2007
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)