Pazartesi, Nisan 06, 2009

Metrobüs beni nasıl yuttu...

İstanbul'u bilmeyen bir insan için bir Metrobüs yolculuğu nasıl kabus olur, bunu da yaşamış oldum bugün. Zeytinburnu'ndan, hangi yöne (Aksaray mı Zincirlikuyu mu) gittiği belli olmayan otobüslerden birine binip, neyseki tavanında duraklar yazdığı için 2 durak içinde yanlış yöne gittiğimi anladım. Ama, durakların isimlerini (duraklarda) öyle abuziddin yerlere yazmışki Topbaş, otobüsün içinden bazı duraklarda görünüyor, bazılarında görünmüyor.

Bir de doğru yöne giden otobüse geçince bir baktım ki onda duraklar da yazmıyor. Ben nerden bileyim, sonraki durak ne, bu otobüs nereye gider.

Toplu taşımacılığın, hele hele metro zihniyetli sağa sola sapılmayan tek hatlı sistemlerin ana kuralı değil midir, gelen metronun/metrobüsün üzerinde, gideceği son durak yazar. Yani Avcılar ya da Zincirlikuyu. Ama bize gelen ve Avcılar'a giden metrobüsün üzerinde Avcılar-Zincirlikuyu yazıyor. Sanki Zincirlikuyu'ya gidiyormuş gibi bir de!

Bir de yani, elalem sıradan şehir içinde dolaşan otobüslerde, bir sonraki durağın ismini otobüs içinde elektronik tabelada gösterirken, bizim metrobüsün gösterememesi de kazmalığımızın, baştan sağmalığımızın, buldun da *** istiyorsunculuğumuzun en güzel örneği değil midir...

Bu kadar dellenmemin bir başka nedeni de ipod'umun şarjının bitmiş olması ve yanımda okuyacak hiçbir şeyimin olmayışı da önemli bir etkendir. Bir de tabii koca İstanbul'da kendini cücük gibi hissetme halimin devamlı bana hatırlatılışı. O konuya daha müsait bir zamanımda gireceğim efendim, şimdilik deneyimlerimi biriktiriyorum.

2 yorum:

Muzaffer dedi ki...

merakla bekliyoruz su istanbul birikimlerinin yaziya dokulmus halini.

Can dedi ki...

Dayan Vefizot yettim. İki ay sonra Moda'da kahvaltıya alacağım seni.
(2 buçuk yapabiliriz, senden önce göreceğim başkaları olabilir)
:)