Darren Aronofsky, sonunda "normal" bir filmle ve bu sefer bütün dünyayı sallamacayla karşımızda. Özellikle son üçte birlik bölüme kadar, mükemmel anlatılmış, şahane oynanmış, güzelce ayrıntılandırılmış harika bir deneyim. Evde, kendi kendime filmin karakterleriyle konuştuğum az olmuştur bugüne kadar...
Ancak, son bölümde, geleneksel anlatıya o kadar birebir tutunuyor ki, "anti" tarafından diyelim ya da, biraz canımı sıkmadı değil. Evet tamam, yine çok güzel, çok dokunaklı, ama sanki Hollywood'a uygun olsun denerekten kotarılmış bütün film. Senaryoyu Aronofsky'nin yazmayışından da belli aslında. Bir de insanları arkalarından takip eden kamera, sanki bir bilgisayar oyunu tadında, bir süre sonra can sıkabiliyor ve ben anlatıya belirgin bir katkısını bulamadım ne yalan söyliyeyim.
Şimdi de imdb'ye bir baktım, Aronofsky bundan sonra ne yapıyor diye, canım sıkıldı. Micky Ward'un hayatını anlatan bir boks filmi var önce 2009'da, ardındansa Robocop tekrar çevrimi!!
Pi'nin, Requiem For A Dream'in, Fountain'ın asi yönetmeni, yola gelmiş sanki. Herkesi kendilerine uyduruyorlar demekki onlar bir şekilde. Ya da yaşlanmaya başladı belki "yaratıcı" yönetmenimiz.
Canım sıkıldı bak şimdi...
Neyse konuya dönersek, The Wrestler güzel hatırlanacak kesinlikle ve Mickey Rourke başta olmak üzere birilerine Oscar da getirebilir. Ama filmin en güzel yanı, 80'lerin hair metal'iyle süslenmiş olması. Ve o kadar güzel bir sahneye o kadar güzel bir diyalog yerleştirmiş ki yazar ya da yönetmen:
"80s were the best shit ever man! Then that Cobain pussy had to come around and ruin it all!"
Hell yeah!! hahaha
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder