Facebook'un anlamsız fan sayfaları, kendini bu pislikten uzak tutmuş bir takım ayrıcalıklı (ve aynı zamanda belki de uzak kalarak farklı olduğunu düşünüp, öylece bir yükseklik ayrıcalıklılığı taslayanlar mı acaba) kişiler hariç malum hepimizin hayatında. Birçok "şey"in fan'ı oldum ben şahsen bugüne kadar, neyin olduğumu hatırlamayacak kadar. Ancak galiba az önce, böyle o kadar içten hissederek tıkladım ki o become a fan düğmesine...
You're a fan: Prague.
Sanki memleketimmiş gibi, oraya gidenler sevmeyince onlara suç buluyorum, çok da hoşlaşmadığım birilerinin tanıdığım sokaklarda resimlerini görünce içim acıyor, kıskançlıktan çatlıyorum resmen.
Hiç yaşadığınız şehirleri kişiliklere büründürmeye çalışır mısınız bilmem. Hani Ankara bir insan olsa, karşınıza alsanız mal mal bakar, ne söyleseniz haaaa aaaa daaa der ya; İstanbul, 10 kişilikli bir akıl hastası, gösteriş meraklısı ukala bir imajın altında ezilmiş can çekişen ve ona acı çektirenleri umursamayan yaşlı mı yaşlı aksi bir anneannedir ya sanki... Prag, en yakın arkadaşım gibi gelir bana. Çok mu yaşadın sanki len diyebilirsiniz. Ama, hani arada sırada karşılaşırsınız ya öyle insanlarla, 1 saat yeter, sanki yıllardır tanımış gibi hissedersiniz kendinizi. Yeni gizemlerini keşfetseniz de hergün, kendinizi sınırsız teslim edebilir, anlatabilirsiniz her şeyinizi... Öyle gelir Prag bana, bütün sevdiklerimle paylaşmak ister ama onun gözündeki özel yerimi kaybetmekten korkarım.
Nerden şimdi gece gece... Pis Coleman, hala orada ve bütün ailesiyle, kız arkadaşıyla keyfini çıkardığı için, biraz canım sıkıldı galiba :) hihi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Galiba aynısı bana da Chicago için oluyor. Sen bizi Prag'da gezdir, ben sizi Chicago'da. Olur mu?
bana da amsterdam icin oluyooo :/
cok guzel anlatmissin bu arada :))
Bana da Kusadasi bu hissi vermeye başladi. Sanki büyük sehirler disinda her kucuk yer bu hissi verebilir gibi de bir his var icimde...
Yorum Gönder