Perşembe, Eylül 13, 2007

Rock 'n Coke '07


Çok şeyler yazanlar, şöyle coşkulu böyle şahane geçti diyenler oldu gazetelerde, ben de 1-2 ekleme yapmadan geçemeyeceğim...

Yalan!

Pek de coşkulu değildi Rock 'n Coke. Özellikle gündüzleri bu sefer nerdeyse kimse yoktu festival alanında. Önceki senelere göre ıssızdı bile denebilir. Rahatlıkla oturacak yer bulmak, bira ya da CardRock sırasında beklememek gibi güzel özellikler de zaten az kişinin gelmesiyle sağlandı.

Ha, coşkusuzdu diye kötü müydü festival? Hayır. Organizasyon yine tıkır tıkır işliyordu. Konserler geç kalmadı. Yiyecekler, tuvaletler, duyduğuma göre kamp alanı her şey güzel ve yerindeydi. Grupların biraz vasat olduğu bir gerçekti. Özellikle gündüz çıkan isimler biraz hayal kırıklığıydı ama Within Temptation, Badly Drawn Boy (sevenine), Manic Street Preachers ve Chris Cornell gerçekten mükemmeldi.

Smashing Pumpkins rezaletti, öldürdü herkesi. Franz Ferdinand'ın headliner olması büyük ayıptı. Eğlendirmiş olsalar da insanları, 2 albüm, kirli bir tonla nereye kadar bilinmez... ve festivalin en büyük fiyaskosu, Teoman Rashit birleşimiydi. Geber Teoman diye bağırdık ama duymadı herhalde...

Burada özellikle dikkat çekilmesi gereken 2 konser var.

Her ne kadar son albümünü hiç sevmemiş olsam da Manics gerçekten çok başarılıydı. Sıkı bir rock grubu gibi cazur cuzur ve gümbür gümbür çaldı adamlar, helal olsun... Muhtemelen, Türkiye'de sadece 300 tane albüm satmalarına rağmen binlerce kişinin şarkılarına eşlik etmelerine de şaşırmış olsalar gerek...


Bütün festivalin en önemli bombası, verilen 100-120 milyonun tamamını hakeden isimse Chris Cornell'di. Son albümünü (çoğunlukla) beğenmemiş olmam kapsamında, "No Such Thing"le başlayan konsere, arka sıralardaki izleyiciler olarak başladık. İpek'in arkadaşı Graspop'da izlemiş rezaletti demişti. Internet'ten kayıtlarını bulmuş, süper detone hallerine üzülmüştük. Zannetmiştim ki, koskoca Chris Cornell yine söyleyemeyecek şarkıları, rezil olacak...

Güzel başladı konser, grup kıpır kıpır canlı gençlerden oluşuyor. Keyifli vakit geçirilecek bir konser olacak demiştim içimden. Taa ki ikinci şarkı başlayana kadar. Kafadan, Outshined'a girmez mi Cornell!!

Beynimden vurulmuşa döndüm. Soundgarden günlerinin en özel şarkılarından biri bence. Ve herif çatır çutur çalıp söylüyor... Kameralarla oynayan, izleyiciyle süper sempatik bir ilişki kuran, sahnenin hiç gidilmemiş köşelerinden gülücükler dağıtan Chris Cornell tam anlamıyla kalbimizi kazandı ve arkasından gelecek Smashing Pumpkins'i sildi sahneden.

"if you know this song sing it with me, if you don't know the song.. sing something." demiştir sahneden, You Know My Name'e "What's my name" sorusu ve binlerin "Chris Cornellll" çığlıklarıyla girmiştir. En bombasıysa son şarkıdır. "If you want Spoonman make some noise!!!" ve yaptık da galiba yeterince.

Spoonman'le bitti konser, gitarist 100 tane pena dağıttı, saçtı adeta. Penaları bitince, ekipten birileri yandan pena fırlattı, bizimki çalarken havada tuttu, bize pasladı... İnanılmazdı...

Doesn't Remind Me, Black Hole Sun, Show Me How To Live, Billie Jean, Arms Around Your Love ve bir sürü bir sürü çaldı... 1 saatlik konser 1 hafta sürdü sanki :)

Ben hayatımda böyle bir coşkuyu, çok az konserde yaşadım. Paris'teki Iron Maiden deneyimime bile yakındı diyebilirim...

Chris Cornell, İstanbul'daki o bir grup insana, neden 90'ların ve günümüzün en önemli seslerinden biri olduğunu kanıtladı. Neden görüldüğü anda önünde çömelip "We're not worthy" denmeli kanıtladı. Yaşayan bir efsane olduğunu kanıtladı...

Çok büyüksün Chris Cornell, artık 2 hafta öncesine göre daha mutlu ölebiliriz...

Hiç yorum yok: