Pazar, Eylül 23, 2007

Toshiba, çatlak ve otogarlara dair...

İşte hocam Toshiba denen şey böyle bir şey... Fotoğrafını çekince pek havalı görünmedi ama yanına beni daha gibi biçimsiz Dell'i koysaymışım daha iyi anlaşılabilirmiş zerafet farkı :)



Neyse efendim, uzun zamandır gündemde olan bir "çatlak" sorununu buraya hiç geçirmediğimi farkettim. Bundan birkaç yıl önce, odamın duvarında küçük bir çatlak oluşmuştu. Çok ince ve daha çok bir boya çatlağı gibi görünüyordu bu çatlak, gel gör ki aradan yıllar geçti bir şey olmadı bu şeye... Sonra bu yaz -- kontrole gelen mühendislerin söylediğine göre kuraklığın da etkisiyle -- bu çatlak oldu dana gibi bir yarık. Fotoğrafları görünce, evde oturmaya neden korktuğuma anlam vereceksiniz... Bu arada bu ev, Emek'in sessiz sakin sokaklarından birinde yer alan, yaklaşık 45 yıllık cici bir bina yani...


Dramatik olsun diye ilkini de siyah-beyaz çektim :D

Diyeceksiniz otogar ne alaka...

Annem dönüyordu bugün İstanbul'dan, onu karşılamaya gittim. Bir yarım saat erken gitmişim, kulağımda ipod'um (hahahaaa muzo'dan öğrendim bunu da :D), öyle gelen geçeni izledim. Sonra farkettim ki hastasıyım bu otogar olayının. Sadece bekliyorsun ve hiçbir şey yapmıyorsun ve otobüsün gelişine dair hiçbir şeyi etkileyemiyorsun ya, sadece kulağındaki şarkıya ya da kafandaki düşünceye konsantre oluyorsun... Mükemmel bir durum. Size oldu mu bilmem ama ben bazen içimden, ah şu otobüs bir 15 dakika daha geç gelse dediğim bile oldu benim :D

Tabii 2 adım ötemde durup bön bön suratıma bakan amcalar teyzeler ayrı bir neşe kaynağı...

Perşembe, Eylül 13, 2007

Rock 'n Coke '07


Çok şeyler yazanlar, şöyle coşkulu böyle şahane geçti diyenler oldu gazetelerde, ben de 1-2 ekleme yapmadan geçemeyeceğim...

Yalan!

Pek de coşkulu değildi Rock 'n Coke. Özellikle gündüzleri bu sefer nerdeyse kimse yoktu festival alanında. Önceki senelere göre ıssızdı bile denebilir. Rahatlıkla oturacak yer bulmak, bira ya da CardRock sırasında beklememek gibi güzel özellikler de zaten az kişinin gelmesiyle sağlandı.

Ha, coşkusuzdu diye kötü müydü festival? Hayır. Organizasyon yine tıkır tıkır işliyordu. Konserler geç kalmadı. Yiyecekler, tuvaletler, duyduğuma göre kamp alanı her şey güzel ve yerindeydi. Grupların biraz vasat olduğu bir gerçekti. Özellikle gündüz çıkan isimler biraz hayal kırıklığıydı ama Within Temptation, Badly Drawn Boy (sevenine), Manic Street Preachers ve Chris Cornell gerçekten mükemmeldi.

Smashing Pumpkins rezaletti, öldürdü herkesi. Franz Ferdinand'ın headliner olması büyük ayıptı. Eğlendirmiş olsalar da insanları, 2 albüm, kirli bir tonla nereye kadar bilinmez... ve festivalin en büyük fiyaskosu, Teoman Rashit birleşimiydi. Geber Teoman diye bağırdık ama duymadı herhalde...

Burada özellikle dikkat çekilmesi gereken 2 konser var.

Her ne kadar son albümünü hiç sevmemiş olsam da Manics gerçekten çok başarılıydı. Sıkı bir rock grubu gibi cazur cuzur ve gümbür gümbür çaldı adamlar, helal olsun... Muhtemelen, Türkiye'de sadece 300 tane albüm satmalarına rağmen binlerce kişinin şarkılarına eşlik etmelerine de şaşırmış olsalar gerek...


Bütün festivalin en önemli bombası, verilen 100-120 milyonun tamamını hakeden isimse Chris Cornell'di. Son albümünü (çoğunlukla) beğenmemiş olmam kapsamında, "No Such Thing"le başlayan konsere, arka sıralardaki izleyiciler olarak başladık. İpek'in arkadaşı Graspop'da izlemiş rezaletti demişti. Internet'ten kayıtlarını bulmuş, süper detone hallerine üzülmüştük. Zannetmiştim ki, koskoca Chris Cornell yine söyleyemeyecek şarkıları, rezil olacak...

Güzel başladı konser, grup kıpır kıpır canlı gençlerden oluşuyor. Keyifli vakit geçirilecek bir konser olacak demiştim içimden. Taa ki ikinci şarkı başlayana kadar. Kafadan, Outshined'a girmez mi Cornell!!

Beynimden vurulmuşa döndüm. Soundgarden günlerinin en özel şarkılarından biri bence. Ve herif çatır çutur çalıp söylüyor... Kameralarla oynayan, izleyiciyle süper sempatik bir ilişki kuran, sahnenin hiç gidilmemiş köşelerinden gülücükler dağıtan Chris Cornell tam anlamıyla kalbimizi kazandı ve arkasından gelecek Smashing Pumpkins'i sildi sahneden.

"if you know this song sing it with me, if you don't know the song.. sing something." demiştir sahneden, You Know My Name'e "What's my name" sorusu ve binlerin "Chris Cornellll" çığlıklarıyla girmiştir. En bombasıysa son şarkıdır. "If you want Spoonman make some noise!!!" ve yaptık da galiba yeterince.

Spoonman'le bitti konser, gitarist 100 tane pena dağıttı, saçtı adeta. Penaları bitince, ekipten birileri yandan pena fırlattı, bizimki çalarken havada tuttu, bize pasladı... İnanılmazdı...

Doesn't Remind Me, Black Hole Sun, Show Me How To Live, Billie Jean, Arms Around Your Love ve bir sürü bir sürü çaldı... 1 saatlik konser 1 hafta sürdü sanki :)

Ben hayatımda böyle bir coşkuyu, çok az konserde yaşadım. Paris'teki Iron Maiden deneyimime bile yakındı diyebilirim...

Chris Cornell, İstanbul'daki o bir grup insana, neden 90'ların ve günümüzün en önemli seslerinden biri olduğunu kanıtladı. Neden görüldüğü anda önünde çömelip "We're not worthy" denmeli kanıtladı. Yaşayan bir efsane olduğunu kanıtladı...

Çok büyüksün Chris Cornell, artık 2 hafta öncesine göre daha mutlu ölebiliriz...

Çarşamba, Eylül 12, 2007

ODTÜ'lü olmak...

ODTÜ'lü olmaktan gurur duyan var mı aranızda?

Bir daha düşünün...

Radyo ODTÜ'de, "Hayatın Renkleri" isimli, eşcinsellerin toplumun her alanında karşılaştığı ayrımcılık özelinde, temelde ülkemizde insan haklarının "durumu" üzerine bir program yayınlanmaya başladı 2 hafta önce. ODTÜ Endüstri Mühendisleri'nin üye olduğu bir mail-list'te dönen maillerden seçkiler...

------------------
"Bu hafta gazetede Radyo ODTU de Pazar gunleri escinsellerin yayın yapacagi bir zaman dilimi olacagina dair yaziyi okudum. Parasi olanlarin cogu cocugunu Bilkent'e ,Sabanci' ya, Koc'a, Bogazici' ne gondermeye; ODTU'yu tercih etmemeye basladi. Bahsi gecen yayin baslar birde populer olursa, parasi olmayanlarda ''ibne okuluna cocukmu gonderilirmis'' deyip cocugu ODTU haric ilk universiteye sag salim ulastirmanin mutlulugunu yasarlar. ....."

K. T. ' 81

--------------
"Biraz daha anlatayim. Ben bu isin veba veya kolera benzeri bir hastalik olarak nitelendirilmesinin uygun olacagini dusunuyorum. Kimsenin tercihi beni ilgilendirmiyor.Fakat bu tercihin reklaminin yapilmasina ve bunun siradan birsey gibi yutturulmasina karsiyim.
...
Bunlara bol reklam, ol kahraman muamelesi cekilmemeli. Alemin marifeti kendine, sayet ODTU radyo rektorlugun bunyesinde ise bu isin reklamini yapmak ODTU radyonun neyine."

K. T. ' 81

--------------
"K. Bey, goruslerinizde haklisiniz. Ama bence veba ya da kolera fazla olmus, ben sadece ozurlu muamelesi yapilmasini uygun buluyorum.
...

Y. '78

-------------

Hayır! Yanlış okumuyorsunuz... Bunları söyleyip, çeşitli temellere dayandırp, savunmaya da devam ediyorlar "fikir"lerini!

Olayı açmak hiç istemiyorum. Programı dinlememiş olduklarını söylemeye gerek bile yok. "Programda gay'lik harika bir şeydir, karşı cinste bulamadığım mutluluğu hem cinsimde buldum, herkese tavsiye ederim" denmediğini de heralde tahmin ediyorsunuzdur. 6 aylık bir anket çalışması sonrası, toplanan verilerle yola çıkılıp, yazarlar, gazeteciler, sanatçılar, profesörler vs. birçok önemli isimle yapılan röportajlarla, aylar süren bir çalışma sonucunda hazırlanan bir programa dair görüşlerine bak insan"sı"ların...

Yorum yok, "Allah" beyin vermeyince vermiyor...

Pazar, Eylül 09, 2007

Aşure '07

3. defa okulumuzun Aşure toplaşmasında yer aldık bugün... Daha genç bir ekip vardı galiba, bana öyle geldi en azından. Biz de bütün gençliğimizle oradaydık, Vefik '00 yerine Vefik '06 yazsak kesin yerdi bence :))

Hehe, artık yaşımızı da gençleştirmeye çalışıyoruz ya, helal olsun :)

Buraya tıklayarak (Flickr) bakabilirsiniz fotoğrafların tümüne, amaa birkaç örnek...




Toshiba bilgisayar...

Annem döndü Amerika'dan, deneyimlerinden hikayelerinden ayrıca bahsederim ama bir Toshiba bilgisayar almış gelirken :) Aman allaaaaam :D

Siyah bir inci yani adeta :) Tasarım harikası! Haaa içine Vista kurmuşlar, bir sürü de yardımcı programlar kurmuşlar mıçmışlar ama aletin tümü bir harika... Anıl Doğan görse valla Mac almaktan vazgeçerdi :p

Çok yaşa TOSHIBA!!!