Salı, Mart 13, 2007

Kalabak Su'nun memleketi...

Her aranın bir sebebi vardır, Vefizoo Blog'daki bu boşluk ve zannedilen ilgisizliğin de farklı sebepleri var. Yazacak konu yoksunlugu değil, bunların bolluğu esas problem. Yok yok bunu değil de önce şu ana gelişmeleri yazayım derken bu hale geldi, aylar geçti her zamanki gibi...

Neyse, şu anda Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi labında oturduğuma göre, çok uzun yazamayacağım ama bu anda sonraki düşünce ve izlenim uçuşlarıma yol açmak adına küçük bir güncelleme sunmak isterim. Hem size hem kendime...

Eskişehir'de bir ev tuttum. Sevgili Murat sağolsun süper bir ev sahibi olmasına rağmen insanın kendi evi gibisi yok :) Bir de para harcamaya doyamayan bir kişilik olunca ve aile büyükleri de heves edince sonuç bu oluyor :)

Evim, okulun arka kapısına hızlı yürüyünce 4, yavaş yürünce 6 yani ortalama 5 dakika uzaklıkta. Evden çıkıp bölümüme ulaşmam yaklaşık 13 dakika sürüyor. 9.15 dersi için 8.45'te kalkmak yeterli yani :) Ankara'nın hiçbir köşesinde olmayan bir kolaylık...

Oturduğum yer, 100. Yıl'ın işçi blokları zihniyetiyle yapılmış bir bölümünden biraz daha içeride. İçeri girdikçe köyleşiyor burası. İnsanları çok sevimli, tabii ki aşırı meraklı ve yardımsever... Öğrencileri kazıklamak için yapılmış 1+1 apart'ların birinde en üst katta ve 9 numaradayım, Bahar Apartmanı :=) 2 haftadır, bizimkilerle birlikte evin boya ve temizliğiyle uğraşıyorduk, sonunda bitti. Dışardan bakıldığında, mavi görünen tek oda benim. Diğer evlerdeki öğrenciler hep beyaz :D

Yakında bakkalım, sabahları dolaşan taze köy sütçüm, 2 sokak ilerde çocuk parkım ve tabii ki bütün mahalleyi gün boyu talan eden ve 30 saniye aralıklarla meşhur sinyaliyle hayatı zehir edebilecek Kalabak Su kamyonum var. Sanırım yarın öbür gün belediyeye şikayet mektubu yazacağım :)

Telefon, doğal gaz, elektrik ve su hepsini bağlattım. Canım çıktı resmen, alışmamışım devlet dairelerine ya, neyseki Eskişehir küçük ve bütün işler çok çabuk halloluyor...

Maceralarımı yakında anlatırım, garip derslerim almam gereken bir sürü kitaplarım ve her hafta yapmam gereken en az 3 ödevim olduğu için biraz daha öğrenciye benzemeye başladım. ODTÜ Makina'da 5.5 senede sadece 2 kitap aldığım düşünülürse, birikimlerimi sinemaya akıtmaktan hiiiç mi hiç mutsuz değilim. O yüzden varsın para harcıyayım, önemli olan sonsuz iç huzur :))

Hiç yorum yok: